Kayıtlar

CUMHURİYET DÖNEMİ İLK KADIN AVUKATLARIMIZDAN BİRİ MEMDUHA ATINÇ

Resim
    1947 yılına ait bir fotoğraf yer Zonguldak... Gazipaşa caddesinde orta da tren rayları kömür bu dekovil hattından belli ki yükleme yerine ulaşıyor.Cadde boyunca memurlar, işçiler,kadınlar ve çocuklar günlük telaşlarıyla meşgul yürüyorlar.Bazı tabelalar dikkatimizi çekiyor bunlardan biri FOTO BAYSAL Zonguldak'ın ilk fotoğrafcısı onun önünde bir Avukat tabelası AVUKAT MEMDUHA ATINÇ sahi kimdi acaba bu bayan avukat bir bilgiye ulaşabilirmiydik? Hakkında biraz internette gezin ... ince merakımızın ödülünü hemen alıyoruz.     Memduha ATINÇ Hanımın Cumhuriyetimizin ilk kadın avukatlarından Ankara barosundan 1923-1945 yılları arasında sicile kaydolan ilk 18 avukattan biri olduğu bilgisine ulaşıyoruz.Ve hatta birde fotoğrafı var..Sicili hakkında bilgiler ise kısaca şöyle: 1326 (1908) yılında Trabzon’da dünyaya gelen ATINÇ, bir dönem Trabzon Hakim Muavinliği görevi yapmış, 16.07.1942 tarihinde Ankara barosu levhasına kaydolmuştur. 30.07.1947 tarihinde Zonguldak Barosu’na n

FATMA ADINDA MEÇHUL BİR KIZ

Resim
Hikayemizin kahramanı küçük bir kız çocuğu adı Fatma , Zonguldak'ta bir Fransız Misyonunda yaşıyor. Orada tanıştığı çok sevdiği hatta "Anneciğim" dediği Rahibe Marie İstanbul'a Notre Dame de Sion'a gidince onu çok özlüyor.Ona mektuplar ve fotokartlar yolluyor yıl 1927 hikayenin sonu nedir? Belki de hiç bir zaman öğrenemeyeceğiz... 13 Haziran 1927 Çok sevgili anneciğim, Size, tahammül edilemez Fatma’nızı hatırlatacak bir Zonguldak manzarası gönderiyorum. Gemiye binmeden önce size gönderdiğim mektubumun cevabını sabırsızlıkla bekliyorum. Canım anneciğim, en derin saygılarımı kabul ediniz. Fatma Constantinople (İstanbul) Notre Dame de Sion Yatılı Okulu Çok Saygıdeğer Anne, Sion’dan Marie Ambroisene 19 Ağustos 1927 Çok sevgili anneciğim, Beni unuttuğunuzu düşündüğüm bu kadar uzun bir sessizlikten sonra, küçük ve zarif mektubunuzu Crysostane Hemşire’nin mektubu içinde buldum. Ne kadar sevinip mutlu olduğumu size anlatamam. Kendi ken

ANIT AĞAÇ KAVRAMI VE İLÇEMİZDEKİ ANIT AĞAÇLARIMIZ

Resim
ANIT AĞAÇ KAVRAMI VE İLÇEMİZDEKİ ANIT AĞAÇLARIMIZ         Yaş, çap ve boy itibariyle kendi türünün alışılagelmiş ölçülerinin çok üzerindeki boyutlara ulaşan, yöre tarihinde, kültür ve folklorunda özel yeri bulunan; geçmiş ile günümüz, günümüz ile gelecek arasında iletişim sağlayabilecek uzunlukta doğal ömre sahip ağaçlar, “Anıt Ağaç” olarak isimlendirilir. Anıt ağaçlar, doğanın kendilerine bahşettiği uzun ömürlerinden ötürü geçmişi geleceğe bağlayan değeri tartışılmaz zenginliklerimizdendir. Doğada yaşayan en yaşlı ama sessiz tarihçiler olan anıt ağaçlar geçmiş döneme ait birçok doğal olaya ilişkin kesin bilgiler edinmemizde bize yardımcı olurlar. Ayrıca bu yaşlı ağaçlarla kültürel olayları ilişkilendirmek mümkündür. Anıt ağaçlar 900- 1000 yıllık hayatları boyunca ülke tarihinin adeta kilometre taşı olan kimi tarihsel olaylara tanıklık etmektedirler. Bu ağaçların korunması hem genç beyinlerde soya bağlılık duygularını geliştirmekte hem de doğa sevgisi ve ç

Zonguldak’ta Milli Mücadele Destekçisi Bir Müftü: Devrek Müftüsü Hacı Abdullah Sabri (Aytaç) Efendi

Zonguldak’ta Milli Mücadele Destekçisi Bir Müftü:  Devrek Müftüsü Hacı Abdullah Sabri (Aytaç) Efendi Tunay KARAKÖK Özet: Zengin taşkömürü yataklarına sahip olması sebebi ile Zonguldak ve havalisi işgalciler için ayrı bir önem arz etmekteydi. Bu nedenle Fransızlar, Zonguldak ve havalisini işgal etmişlerdir. Yaşanan bu işgaller karşısında Devrek’te Müftü Hacı Abdullah Sabri Efendinin halkı direniş için ikna etmeye çalıştığı ve işgalcilere karşı oluşturulmaya çalışılan direniş örgütlerinin oluşturulması için büyük çabalar sarf ettiği görülmüştür. İşte bu çalışmada, sayıları sekseni aşmış ve Milli Mücadele yıllarında Anadolu’nun her tarafında mücadele için seferber olmuş ve ahaliye seferber etmeyi başarmış din adamlarının Milli Mücadeleye katkıları noktasında; İngiliz, İtalyan ve Fransızların işgaline uğramış olan Zonguldak – Devrek havalisindeki direniş hareketini “Muhterem Cemaat; Türk Yurdumuzda bugünden itibaren kurtuluş Savaşı başlamıştır. Şimdi ise alacağınız kara

1940’LI YILLARIN ZONGULDAK’INDA SOSYAL HAYATTAN EDEBİYATA YANSIMALAR BAĞLAMINDA MEHMET SEYDA’NIN ZONGULDAK HİKÂYELERİ

1940’LI YILLARIN ZONGULDAK’INDA SOSYAL HAYATTAN EDEBİYATA YANSIMALAR BAĞLAMINDA MEHMET SEYDA’NIN ZONGULDAK HİKÂYELERİ Yrd. Doç. Dr. Musa DEMİR ÖZET Genelde edebiyatın, özelde ise “anlatı” edebiyatının yaşanan hayatla olan ilişkisi su götürmez bir gerçektir. Bu durum, bizim edebiyatımızda da -özellikle 19. yüzyılın ortalarından itibaren şekillenmeye başlayan Modern Türk edebiyatında- varlığını kuvvetle hissettirmiş, edebiyat, yaşanan somut hayatın/gerçekliğin yansıdığı bir ayna konumuna gelmiştir. Bu fonksiyonuna bağlı olarak gelişimini sürdüren modern Türk edebiyatı sırasıyla Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerini geçirdikten sonra nihayet, etkileri bugünlere dek sürecek olan Cumhuriyet dönemini idrak etmiştir. Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında 1940 sonrası dönemde daha çok hikâye ve romanlarıyla kendine özgü bir yer edinen yazarlarımızdan Mehmet Seyda (1919-1986) da gözlemci gerçekçi/tasvirci gerçekçi bakış açısıyla kaleme aldığı eserleriyle yaşadığı döneme tanıklık etmiş bir

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA KÖMÜR OCAKLARININ İŞLETİLMESİ (1839-1918)

Resim
O S M E D Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi – Journal of Ottoman Civilization Studies Cilt 2, Sayı 2, Ocak 2016 / Volume 2, Issue 2, January 2016 OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA KÖMÜR OCAKLARININ İŞLETİLMESİ (1839-1918) OPERATION OF COAL CENTER IN THE OTTOMAN EMPIRE (1839-1918) Yüksel Kaştan Özet Dünya’da en önemli enerji kaynaklarından biri kömür madenidir. Kömür önceleri ısınmada kullanırlarken daha sonra aydınlatmada, buharlı makinelerin icat edilmesi ile buhar elde etmede kullanılmıştır. Sanayileşme ile birlikte Avrupa ülkeleri arasında kömür madenine ulaşmak için mücadeleler başlamıştır. Bunu takip eden zamanlarda gelişmiş ülkeler az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde daha çok yeraltı madenlerine yatırım yapmışlardır. Esasen ülkelerin zenginlikleri yeraltı madenlerinin değeri ile ölçülmektedir. Bu nedenle yeraltı madenlerinin yoğun olduğu ülkelere yabancı sermaye akışı daha çok borçlandırma şeklinde olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nda yabancıların mülk edin

NİMET HOCA'NIN TORUNU RAGIP YILMAZ ATADENİZ'İN MESAJI

Resim
    18 HAZİRAN KARADENİZ'İN İNCİSİ EREĞLİ'NİN KURTULUŞ BAYRAMI   Dedem Hafız Ahmet  Nimet Efendi Yunan İzmir'e  çıktığı gün Ereğli'de meydanda  toplanan tüm bölge halkına hitaben  bir konuşma yapmış devletin haysiyeti ayaklar altına düştüğünü belirtmiştir. “Memleketi kurtarmak  için ölme zamanıdır. Yolumuz Mustafa Kemal'in yoludur. Hedefimiz Kuvva-i Milliyedir. Derhal  Fransızlar yurdumuzdan kömür ocaklarından  kovulmalı!  Padişahımız Esirdir fetvası geçerli değildir.”  Diyebilen bir din hocasıdır. Halk büyük bir coşku ile dedemin  hedefi ve amacı doğrultusunda derhal harekete  geçerek Kuvva-i Milliye'ye katılmıştır. Şimdi bu bayramı kutluyoruz. Ereğli'nin Vatansever  halkı selam sana!  Gazanız  Mübarek  olsun!    Hafız Ahmet Nimet  Efendinin Torunu Ragıp Yılmaz ATADENİZ