18 HAZİRAN’DA EREĞLİ KURTULMUŞTU; PEKİ YA KÖMÜR HAVZAMIZ?
18 HAZİRAN’DA EREĞLİ KURTULMUŞTU; PEKİ YA KÖMÜR
HAVZAMIZ?
Milli Mücadelemiz devam
ederken, ekonomik bağımsızlığın da önemi vurgulanmış ve bunun için İzmir
İktisat Kongresi (1923) toplanmıştır. Bu kongrede “Misak-ı İktisadi”
ile “Milli Ekonomimizin” esasları belirlenmiştir. Daha sonra 1927’de çıkarılan
“Teşvik-i Sanayi Kanunu” ile özel teşebbüs sanayi alanında
özendirilmiştir. Ancak 1929 yılında Dünyada yaşanan ekonomik kriz nedeniyle bu
durum başarısız olmuş ve ağır sanayinin devlet eliyle kurulması esası
benimsenmiştir. Hemen ardından 1933 yılında hazırlanan “I. Beş Yıllık
Kalkınma Planımız”, 1934 yılında başarıyla uygulanmaya başlanmış ve sanayi
alanında başarılı sonuçlar alınmıştır. Tüm bu çalışmalarla yerli sanayimizin
oluşturulması ve ekonomik kalkınmamızın yerli sermaye ile olması
hedeflenmiştir. Bu nedenle 14 Haziran 1935 tarihinde 2805 sayılı kanunla “Etibank”
kurularak madenlerimizin çıkarılmasının ve işletilmesinin öz kaynaklarımız
tarafından yapılması hedeflenmiştir. Bunun sonucu olarak ağır sanayimizin en
önemli hammaddesi olan “kömür” ün işletilmesi hakkının yabancı
işletmecilerden alınıp yerli sermayeye verilmesi son derece önemlidir. Nitekim
7 Nisan 1937 tarihli 3146 sayılı kanunla Fransız sermayeli “Ereğli Şirket-i
Osmanisi”ne ait bütün müesseseler hükümetimize geçerek ülkemizdeki
madenlerimizi işletme hakkı Etibank’a verilmiştir. Böylece 1970 yılına kadar
havzada kömür işletme imtiyazı bulunan “Ereğli Şirket-i Osmanisi” kömür
havzamızı terk etmek zorunda kalmıştır.
MURAT KARA
Bilindiği üzere dünyamız 20.yy başında büyük
bir savaşa tanık olmuş ve bu savaşta Osmanlı Devleti’nin de içinde bulunduğu
“İttifak Devletleri” ağır bir yenilgi almış, savaşın galipleri olan “İtilaf
Devletleri” ise büyük bir sömürü düzeni başlatmışlardı. Bundan dolayı
savaşın bitiminde imzalanan “Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1919)”
ile kendi aralarında ekonomik menfaatlerine göre Osmanlı Devleti’ni
paylaşmışlardı. Bu paylaşıma göre yöremizi yani Zonguldak ve çevresini
Fransızlar işgal etmişti. Böylece altı asırlık koca çınar Osmanlı Devleti
sona ermiş, elimizde Anadolumuzun küçük bir parçası vatan olarak kalmıştı.
Ancak her zaman için hürriyetine düşkün olan Aziz Milletimizin “Ya
İstiklal, Ya Ölüm” parolasıyla Mustafa Kemal Paşa liderliğinde başlattığı
“Milli Mücadele” amacına ulaşmış ve bağımsızlık meşalesini sönmemek üzere
yeniden alevlendirmiştir.
NEDEN
FRANSA?
Ereğli
Kömür Havzası zengin kömür yataklarına hakim olması nedeniyle sürekli
emperyalist devletlerin ilgisini çekmiştir. Nitekim Fransa da 1892 yılından
beri havzada kömür işletme amacıyla yer almıştır. Fransız sermayeli “Ereğli
Şirket-i Osmanisi” ile ilk defa yabancı bir sermaye Ereğli Kömür
Havzasına girmiştir. Böylece kömür havzasında en uzun süreli imtiyaz
(ayrıcalık) elde eden yabancı şirket Fransızların olacaktır.
1912
yılında “Ereğli Şirket-i Osmanisi” ile yapılan yeni bir antlaşma ile
şirketin havzada liman, demiryolu ve ocakları işletme hakkıyla havzada kalış
süresi 59 yıl yani 1970 yılına kadar uzatılmıştır. Bu durum
Fransızların “Ereğli Kömür Havzası”na hangi gözle baktıklarını
göstermesi adına son derece önemlidir.
Ancak
I.Dünya Savaşı sırasında havzadaki kömür işletmeciliği doğal olarak Almanlara
verilmiştir. Bunun üzerine olumsuz etkilenen Fransız sermayesi, Fransa’nın 8
Mart 1919 tarihinde Zonguldak’ı işgal etmesiyle yeniden kömür havzasına hakim
olmuştur.
EREĞLİ
İŞGAL EDİLİYOR.
Fransızlar
8 Haziran 1920’de Ereğli’yi işgal etmişlerdir. Şimdiki devlet hastanesinin
olduğu yerden başlayan işgal sırasında halk tarafından karşı konulmayacağını
zannetmişler ancak “Ereğli Kuva-yi Milliyesi”nin direnişi ile
karşılaşınca 10 Haziran 1920’de donanma göndererek şehri ve limanı
bombalamışlardır. Çarpışmaların 11 Hazirandan itibaren şiddetlenmesi
sırasında 2’si subay 4 çavuş 30 Cezayirli askerin Ereğli Kuva-yi Milliyesi’ne
katılmasıyla Fransızlar zor durumda kalmışlardır. Bütün bu gelişmelerden
sonra Fransızlar 17 Haziran’dan itibaren şehirden çekilme hazırlıklarına
başlamışlar ve 18 Haziran 1920 tarihinde de Ereğli’yi tamamen
boşaltmışlardır.
O yıl
Ramazan Bayramı 19 Haziran’a rastladığı için Ereğli halkı iki bayramı
birlikte yaşamıştır. Böylece Ereğli, Milli Mücadelede 10 gün içinde kendini
kurtaran ilk “Gazi İlçemiz” olmuştur.
PEKİ
YA KÖMÜR HAVZAMIZ?
|
Yorumlar