CROMNA
CROMNA
14
Ocak 2013 tarihinde Kurucaşile Ahşap Yat ve Tekne İmalatı, Turizm Tanıtım-Sanat
ve Tarih (Kurucaşile İnfo) adlı sitede YEREL TARİH’in önemini konu alan “KURUCAŞİLE
YEREL TARİH ARAŞTIRMALARI” adlı yazımızı sizlerle paylaşmıştım.Bugün
ise;bölgemizin eski çağlardaki adı olan CROMNA konusundaki değişik görüşleri ve
kendi görüşümüzü aktarmaya çalışacağım.
KURUCAŞİLE;antik
dönemde PAPHLAGONİA olarak adlandırılan bölgenin sahil şeridinde denize paralel
uzanan dağların eteğinde, “CROMNA” adı ile antik dönemde bir yerleşim
merkezidir.
CROMNA’dan aşağıdaki adlarını
belirttiğimiz tarihçiler
bahsetmektedirler.
Bu tarihçileri şöyle sıralayabiliriz.Homeros[1],
Strabon[2],
Apollonios[3],
W.Hoepfner[4],
Romalı
Gaius Plinius Secunde[5],
Ptolemaios’[6]dur. Fakat bugünkü
durumu ile neresi olduğu konusunda yargıya varmak mümkün olmamaktadır.
CROMNA konusunda farklı farklı görüşler
de bulunmaktadır.Bu görüşleri şu şekide ifade edebiliriz. CROMNA’nın Tekkeönü
olduğu görüşünü Trabzonlu P.Minas
Bıjışkyan[7] ve Necdet
Sakaoğlu[8]
ileri sürmektedir.KURUCAŞİLE’nin CROMNA olduğunu ise Dr.Richard Leonhard, Dr.Richard Kiepert[9],
Valerius Maximus[10], W.Tomaschek[11],
Pauly-Wissowa,Ahmet Gökoğlu[12]
ileri sürmektedirler.
Harita:Dr.Richard Kiebert’in haritası
CROMNA’nın neresi olduğu konusunda yukarıda da belirtildiği üzere dünyaca tanınmış tarihçi ve
coğrafyacılar bu günkü yer itibariyle iki farklı şekilde düşünmektedirler. Bölgemizle
ilgili olarak bazı kaynaklarda da CROMNA’nın TEKKEÖNÜ KALESİ olduğu görüşü hakimdir.Yine
bölgemizdeki resmi kurumlar sayfalarında CROMNA’nın bugün KURUCAŞİLE’nin HİSAR
KÖYÜ’nde bulunan küçük bir kale’nin olduğunu ifade etmektedirler.Bu konularda
araştırma yapanlar ile bölgemizin bilge kişileri DEMİRCİ KÖYÜ’ müzünün arka dağ
sırasında bulunan “DEDE KAYASI”civarı olduğunu,bazen de KURUCAŞİLE’nin ÖMERLER
MAHALLESİ hudutları içinde bulunan “GÖK
ÇUKUR”denilen bölgenin,bazen de KİRLİK MÜSLİM HOCA KÖYÜ sınırları içinde
bulunan“DİNLENCE” adlı bölgeyi CROMNA olarak düşünmektedirler.
Bizim bu
konudaki değerlendirmemiz ise; CROMNA’nın tek bir yerin adı olmadığı
üzerinedir. Bize göre; CROMNA CUMALAZ (UĞURLU) KÖYÜ sırtlarından,Hacı Köyün
hudutları içinde yer alan SARNIÇ adlı bölge ile birlikte KAPISUYU’na kadar uzanan
büyük bir bölgenin adı olabileceğidir.Hatta buna bugün KURUCAŞİLE halkının plaj
olarak kullandığı GÖKÇEKALE’yi de ekleyebiliriz.Ancak bu görüşümüz kesin bir
yargıyı içermemekle beraber,kabul edilebilecek bir görüştür.
Bölge tarihi
konusunda araştırmalardan birini yapan Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi
Arkeoloji bölümü mezunu,daha sonra KASTAMONU MÜZESİ müdürlüğü de yapan ve tüm
bölgeyi SİNOP’tan BOLU’ya kadar adım adım dolaşarak tarihi bilgi ve belgeleri
toplayan AHMET GÖKOĞLU’dur.
Bu inceleme
gezisinde KURUCAŞİLE’ye de uğrayan ve ilçemizle ilgili çalışmalarını PAPHLAGONİA (Paflagonya):
GAYRİ MENKUL Eski Eserleri ve ARKEOLOJİSİ (Doğrusöz Matbaası Kastamonu 1952) adlı eserinde
yer veren AHMET GÖKOĞLU bu eserinde KURUCAŞİLE ile ilgili olarak şöyle demektedir.
“Cromna’dan Homer’in bahsettiğine göre(M.Ö.8)inci yüzyılda
iskan yeri olduğuna hükmetmek icabeder. Cromna şehrini (Pauly-Wissowa,Tomaschek
I.C. ve Kiepert) Kurcişle’ye koyarlar. Coğrafi durumu itibariyle de burası
olması lazımdır.
Burada
Zeytin ve Sandal burnu arasında iki tane limancık vardır. Bunlardan doğudakine
Kurcişle,batıdakine Diple limanı denilmektedir. Eski Cromna şehri bu iki liman
arasındaki zeytin burnu üzerine kurulmuştur.Roma ve Bizans çağında
genişlemiş,köyaltı mevkii ile Şile ve Ömerler mahallesinin bulunduğu sahaya
doğru uzanmıştır.
Liman
dairesi yapılırken buradan çıkan sütunlar Bartın hükümet konağına
konulmuştur.Zeytin Burnu üzerinde eski kültürlerin izlerini taşıyan çanak
çömlek kırıkları da bulunmaktadır.
CROMNA(M.Ö.3000)
yıllarında Amastris şehri kurularak sekenesi oraya nakledilinceye kadar
müstakil bir şehirdi.Aynı yıllarda paralar çıkarıyordu.Bazı sikkelerinde bir
amazon başı görünmektedir.Buna istinaden şehrin bir Amazon tarafından kurulduğu
rivayetleri de vardır.CROMNA sekenesi Amastris’e kaldırılmakla boş
kalmadı.Mevkii coğrafiyesinin iyiliği hasebiyle orta çağa kadar meskun olduğu
gibi bugün de yine Zonguldak’ın bir bucağıdır.6 kahve,35 dükkan,174 ev,1288
nüfusu vardır.Ta eski zamandan beri yapılan gemiler hala bugün de
yapılmaktadır.
Buradan Valerius F1 5 105,Plinius
N.H.62.Arrianos P.P.E.20 Anon p.p.e.20.Marcianos,Per 9.Apollonios 2
942.Lykphron 522 Mela 1 19 Strabon 12 544,Ptolemaios 513,Sthanos
Byz.Heskhios.Suidas ve tab.Peut 9 5.”
Elimizde bulunan “Kuzey Küçük Asya’nın bir parçası yol
haritasının birleştirilmesi,Dr.Richard LEONHARD Seyahat Edenlerin yolların
birleştirilmesi Dr.Richard KİEPERT’in 1899 yılında haritasını “KURUCAŞİLE YEREL TARİH”sayfasında
yayınlamıştık.Yazımızın ön kısmında da yer verdiğimiz bu harita;incelendiği takdirde
görülecektir ki;CROMNA tamamen KURUCAŞİLE olarak belirtilmektedir.
CROMNA’DA
BASILAN SİKKELER
CROMNA’da para basıldığı
bazı kaynaklarda belirtilmektedir.Aşağıda resmini gördüğünüz CROMNA parasının
ön yüzünde Zeus,arka yüzünde ise bir bayan büstü bulunmaktadır.Bu paralardan
örnekler bugün Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesinde ve Amasra Müzesinde
sergilenmektedir.
Gümüş 3.56 gram / rachm / Ön yüzünde sola bakan zeus
büstü Arka yüzünde sola bakan bayan büstü ΚΡΩΜΝΑ - AP yazısı bulunur
Gümüş 3.13 gram / rachm / Ön yüzünde sola bakan zeus
büstü / Arka yüzünde sola bakan bayan büstü bayan büstü
HOMEROS İLYADA destanında belirtildiği üzere;
“Erkek yürekli
Plaimenes komuta eder Pamphlagonia’lılara”
“Gelmişler
yaban katırlarıyla ünlü Enetlerin yurdundan”
“Cytiros’ta,
Sesamos’ta otururlar”
“Parthanios
ırmağı çevresinde kurmuşlardır ünlü saraylarını”
“Kentleri
Cromna, Aigialos, yüksek Erythinoi’dur” demektedir.
Yine günümüzden 2060 yıl önce yaşamış olan
Romalı ozan GAİO VALERİO CATULLO(M.Ö.88-54),
bir şiirinde GİDEROS, AMASRA, KARADENİZ ve şimşir ormanları ile GİDEROS’ta
yapılan bir tekneyi anlatıyor.
Şu gördüğünüz tekne
dostlarım,
En hızlısı olduğu söylenir.
Küreklerle ya da yelkenle
Uçarcasına ilerleyen bu
tekneyi
Aşıp geçmeyi kimseler başaramadı.
Derler ki; Hiçbiri onu
yolundan alıkoyamadı.
Ne Adriyatik’in
tehlikelerle dolu kıyıları,
Kiklades Adaları, asil
Rodos,
Ne Trakya’nın vahşi
Propontus’u, hırçın Karadeniz.
Bir tekneye dönüşmezden
önce o,
Çalılıkların sıklıkla
fısıldaştığı Gideros ormanlarında
Yaprağı bol ağaçlardan
biriydi.
Karadeniz kıyısındaki
Amasra,
Zengin şimşir ormanlarıyla
Gideros
Onu biliyorlardı, onu çok
iyi tanıyorlardı.
Derler ki; Bu tekne senin
tepelerinde hayat buldu,
Kürekleri senin
denizlerinde değdi suya ilk kez.
Tüm denizlerin hakimini o
taşıdı uzaklardan, kasırgalar içinden
Kah bir doğudan bir batıdan
esen fırtınaları atlatarak,
Kah Jüpiter’in üflediği
rüzgarları yelkenine doldurarak.
Kumsalların sakin koynuna
sığınmadı asla.
O, çok uzaklardaki
denizlerden gelerek
Bu sakin göle ulaştı.
İşte böylece zaman akıp
gitti: Şimdi, bu kuytu yerde yaşlandı
Ve kendini sana adadı.
Sana, Castor’a ve sana,
Castor’un ikizi olan Polluce’ye,
Cevza burcunun öteki
yıldızına
M. Ö. 3.
yüzyılda yaşayan APOLLONİOS(ARGONAUTİKA II 936-945)da bölgemizden söz ediyor :
“Karanlığa kadar
ara vermeden gittiler, Sesamos’u ve yüksek Erythinoi kayalıklarını geçerek,
Krobilaos’u ve Kromna’yı ve sık Kytoros ormanlarını’’[13].
Buradaki SESAMOS;AMASRA’nın
eski adıdır.AMASRA’dan doğuya doğru gidilirse gerçekten denize dik inen
kayalıklar görülür. APOLLONİOS buraya Homeros gibi ERYTHİNOİ diyor. ARGONAUTLAR daha sonra iki küçük
yerleşme yeri daha geçiyorlar: KROBİLAOS ya da KOBİLAOS ile CROMNA.Her iki
yerin de bugünkü KURUCAŞİLE ile CİDE arasında bir yerlerde bulunduğu, hatta CROMNA’nın
bugünkü KURUCAŞİLE olduğu
düşünülmektedir. Ardından KYTOROS Ormanları geliyor. Bugün halen yerli yerinde
duran ormanlar.
Bugün
size tarihi CROMNA kenti üzerinde değişik kaynaklardan elde ettiğimiz bilgileri
ve kendi görüşümüzü aktarmaya çalıştım.
Size
yukarıda ilçemizin antik çağlardaki adı
olan CROMNA’yı elimizden geldiği ölçüde tanıtmaya çalıştım.Sözlerimi ZONGULDAK’ta
yaşayan çevre sever, doğa seven, tarih seven,sanat seven,emeği seven,edebiyat
seven hemşehrimiz olan Şair Gülden IŞIK’ın KURUCAŞİLE/CROMNA adlı şiiri ile
noktalıyorum.
kuzeyde Karadeniz güneyinde Bartın var,
doğun Cide ye çıkar batında Amasra yar.
doğun Cide ye çıkar batında Amasra yar.
... Cromna adı ile tarihte anılırsın,
roma bizans dönemi izlerini taşırsın.
yirmiyedi köyünde muhtar mühüre basar
merkezde dört mahallen göze denizi asar.
sağın solun dik yamaç el vurgun yeşiline,
yollar besmele ister kıvrılır döne döne.
Zeytin'le Sandal burnu taç olmuş manzarana,
Kapısuyu plajın güzellik katmış sana.
kıyı mağarasına fok balığı saklanır,
tarlaya yerin yoktur ormanların dallanır.
ısbut,kabak,paklanın sofrada yeri olur,
telaşlı balıkçılar denizi gözler durur.
meşhurdur takaların, Tekkeönü yatların,
sanatın aşığıdır çektirme ustaların.
ellerin hünerlidir utandırmaz emeği,
kemane zille coşar kıskandırır zeybeği.
kendir kilim askıda keten bezi sandıkta,
çeyizde işli gömlek tel kırması en başta.
suya değen dağların ardında özlem büyür,
işte böyle ayrılan anılarında yürür.
merkezde dört mahallen göze denizi asar.
sağın solun dik yamaç el vurgun yeşiline,
yollar besmele ister kıvrılır döne döne.
Zeytin'le Sandal burnu taç olmuş manzarana,
Kapısuyu plajın güzellik katmış sana.
kıyı mağarasına fok balığı saklanır,
tarlaya yerin yoktur ormanların dallanır.
ısbut,kabak,paklanın sofrada yeri olur,
telaşlı balıkçılar denizi gözler durur.
meşhurdur takaların, Tekkeönü yatların,
sanatın aşığıdır çektirme ustaların.
ellerin hünerlidir utandırmaz emeği,
kemane zille coşar kıskandırır zeybeği.
kendir kilim askıda keten bezi sandıkta,
çeyizde işli gömlek tel kırması en başta.
suya değen dağların ardında özlem büyür,
işte böyle ayrılan anılarında yürür.
* Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü
[1]Homeros- M.Ö. 8. yüzyılda İzmir'de veya Sakız Adası'nda
yaşadığı sanılan Homeros, Yunan duygu ve düşüncesinin ilk ürünleri olan İlyada
ve Odysseia adlı destanların derleyicisidir.
[2] Strabon M.Ö. 1.
yüzyılda bugünkü Amasya'da yaşamış olan coğrafyacı. İyi bir eğitim almış olan Strabon, çok
seyahat etmiş ve özellikle Anadolu ve çevresinde yapmış
olduğu geziler sırasında bu bölgeyi çok iyi tanımıştır. Coğrafya adıyla tanınan
onyedi bölümlük dev yapıtında, yalnızca gezdiği ve gördüğü yerleri anlatmakla
yetinmemiş, buralarda cereyan eden tarihî olaylar hakkında da ayrıntılı
bilgiler vermiştir.
[3] Apollonios M.Ö. 3. yüzyılda yaşamış
şair ve İskenderiye
Kütüphanesi yöneticisidir. Argonautika adlı ünlü
yapıtında İason ve Argonotların, Altın Post’un ele geçirmek için yaptıkları efsanevi yolculuğunu anlatır.
[4] W.Hoepfner Berlin Hür Üniversitesi'nde okudu ve de Berlin Teknik
Üniversitesi Klasik Arkeoloji ve mimari. 1965 yılında konusunda doktorasını
aldıHeraclea Pontica . Onun Dr.-Ing aldı. Tezi ile 's derecesi, Eine baugeschichtliche Untersuchung . O
daha sonra asistanı oldu Heinrich Ernst . O başkanlığında, Alzey kazılarda
katıldı Wilhelm
Unverzagt içinde Kerameikos Atina
(içinde Dieter Oly ve Gottfried
GrubenPers), ( Heinz Luschey ),
Bithynia ve Kommagene bölgesindeki ( Friedrich Karl
Dörner ). 1966-1965 yılında bir yıl seyahat
bursu oldu.Alman Arkeoloji
Enstitüsü'nün (DAI). DAI için 1966 yılında, o da Atina'da
departmanı aktif oldu. 1973
yılında Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü merkez ve DAI ofis ikinci yönetmen
Mimarlık yeni kurulan Dairesi başkanı oldu. 1975
yılında TU Berlin habilitasyon kazandı ve 1980 yılında orada bir profesör
olarak atandı. 1988 yılında Free
University Berlin, Antik Mimarlık Tarihi Profesörü olarak atandı.
[5] Gaius Plinius Secunde
Anadolu Mektupları Plinius Minor (Genç Plinius) olarak tanınan Gaius Plinius
Caecilius Secundus' un, döneminin kültürel, ekonomik, mimari, toplumsal ve dini
hareketlerine ışık tutan bir yapıtı. Kitap Genç Plinius' un Roma İmparatoru
Traianus' la birbirlerine yazdıkları mektuplardan oluşuyor. Anadolu toprakları
üzerindeki mimari yapılanmanın, yeni bir dinin, genç Hıristiyanlığın nasıl
karşılandığının, bir zamanlar Anadolu topraklarında yaşamış "başka"
bir medeniyetin tanıklığına soyunuyor okur her mektupta. Halkın
gereksinimlerinin, bu gereksinimler doğrultusunda hiçbir biçimde otorite boşluğuna
izin vermeyen İmparator' un devlet harcamalarını nasıl yönlendirdiğinin...
Tarihçiler için bir başvuru kaynağı niteliği taşıyan Anadolu Mektupları, bunun
dışında da özellikle Türk okuru için üzerinde yaşadığı toprakların tarihiyle
ilgili boşlukları dolduracak, insanlık tarihi üzerine ilginç ve yararlı
bilgiler verecek klasik bir yapıt.
[6] Ptolemaios (İS 2.yüzyıl),
eskiçağların en ünlü astronomi, coğrafya ve matematik bilginlerinden biridir.
Evren konusundaki kuramlarıyla Kopernik, Kepler ve Galileo'dan önceki çağlarda
bilimsel ve dinsel düşünceye yön veren bu bilginin tam adı Klaudios
Ptolemaios'tur. Araplar bu Yunanca adı Batlamyus olarak okumuş, yapıtlarını
onlar aracılığıyla tanıdığımız için dilimize de bu biçimiyle yerleşmiştir.
Yaşamı konusunda fazla bilgi olmayan Batlamyus'un Mısır'da, Nil Irmağı
kıyısındaki Ptolemais Hermii kentinde doğduğu ve 78 yaşındayken öldüğü sanılır.
Çalışmalanı da gene Mısır'da, İskenderiye kentinin yakınlarındaki bir tapınağın
tepesinde kurulmuş olan bir gözlemevinde yürütmüş ve İS 127 ile 141 ya da 151
yılları arasında ününün doruğuna ulaşmıştır.
[7] P.Minas Bıjışkyan 1817 yılında
Kadıköy’den yola çıkar. Patrik tarafından Viker olarak Karadeniz havzasını
incelemekle görevlendirilmiştir. Bıjışkan bölgeyi adım adım gezer. Gittiği her
yerin kültürü ve halklarıyla ilgili notlar tutar. İki yıl sonra yolculuğu
İstanbul’un diğer yakasında bittiğinde, ortaya 19. Yüzyılın başlarındaki
Karadeniz halklarının durumunu anlatan benzersiz bir seyahatname çıkar.
[8] Necdet Sakaoğlu Tarihçi, öğretmen,
yazar.Divriği Atatürk İlkokulu'nu (1951), Nuri Demirağ ortaokulu
(1954), İttihatçı Sivas valisi Muammer Bey'in yaptırdığı şatovari bir öğretmen
okulunu (1957) ve en son olarak da,
İstanbul Çapa'daki kitabesinde adı
"Dârül-Muallimat-ı Aliye" olan Eğitim Enstitüsü'nü bitirmiştir.Tarih, folklor ve edebiyat alanlarında
araştırmaları vardır.
[9] Dr.Richard Kiepert Coğrafya ve Tarih okudu. Afrika'nın Alman kaşifler
tarafından topladığı verilerden haritalar hazırlamıştır. 1874 yılından itibaren
1878 yılına kadar derleme üzerinde çalıştı .Ferdinand von RichthofenÇin 'in atlas, ve
1875 1887 yılları coğrafi derginin editörü oldu.1902 1908 yılına kadar o çalıştı . 1899 yılında babasının ölümünden
sonra, o yaşlı Kiepert klasiği çalışmalarına devam etti. Formae Orbis Antiqui ödülüne 1908 yılında Kiepert layık görüldü Carl Ritter Berlin
Coğrafya Derneği Madalyası ve 1913 yılında profesör unvanı verildi.
[10] Valerius Maximus Romalı yazar
[11] W.Tomaschek Avusturyalı Tarihçi ve Coğrafyacı
[12] Ahmet Gökoğ1u 902 yılında, Kastamonu’nun Araç İlçesi,
Alınören köyünde doğdu. 1925-1930 yılları arasında bir yandan Askerlik Şubesi’nde yazıcılık yaparken diğer yandan
Erkek Muallim Mektebi’nde öğrenim gördü. Okul bittiğinde Daday Merkez İlkokulu’na öğretmen olarak
atandı ve 1938 yılına kadar ilkokul öğretmenliği, başöğretmenlik ve maarif memurluğu (İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü)
görevlerinde bulundu. Bu süreçte Kastamonu Lisesi’ni dışardan bitirdi ve
ardından başvurduğu Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji
Bölümü’nden 1945 yılında mezun oldu. Ankara Etnografya Müzesi’nde stajını
tamamladıktan sonra Kastamonu Müzesi’ne asistan olarak atandı. 1 Ocak 1946 – 31 Mayıs 1946 tarihleri arasında yaptığı
asistanlık görevi sonrasında Kastamonu Müzesi Müdürlüğü’ne getirildi.
Yorumlar