Zonguldak’ta 1931 Yılında Meydana Gelen Fırtına
Zonguldak’ta 1931 Yılında Meydana Gelen Fırtına
Sadi Uyar
1931 yılı Ocak ayında Zonguldak’ta meydana gelen
fırtına, etki sahası içinde büyük hasara neden olmuş; geniş çaplı bir yıkım
gerçekleştirmiştir. Oluşan hasar “Mühendis Tevfik” tarafından kaleme
alınarak bir rapor halinde tespit edilmiştir. Okuyacağınız yazı, Mühendis
Tevfik tarafından yazılan ve metnin aslına sadık kalınmak suretiyle yazarın
üslubu korunarak hazırlanmış rapor metnidir.
Bizim dahi dönem dönem maruz kaldığımız fırtına,
sel, vb tabii afetlerin geçmiş ve günümüz arasındaki bir karşılaştırması olarak
da kabul edebileceğimiz bu tutanak; Zonguldak ve civarının bu ve benzeri doğa
olayları sebebiyle yaşadığı yıkımın tarihi sürecinin açıklanmasına da katkı
sağlayacağı ümidindeyiz.
Son Fırtınanın Ereğli kömür havzasındaki tahribatı ve Filyos -
Ereğli sahil hattı
Yazan Mühendis: Tevfik
19.1.1931 de başlayıp iki gün süren ve
Ereğli kömür havzasının pek mühim zararlara duçar eden son mühim fırtına, bu
güne kadar görülmemiş şekilde enteresan safahat İbraz ettiğinden karilerimize
bir fikir verebilmek üzere havadis kılıklı bir kaç satır yazmağı münasip
gördüm:
Bu fırtınaya takaddüm eden iki gün zarfında
barometrenin mütezayit bir şekilde daima düştüğü ve hava ve denizde görülmemiş
bir sükûnet göze çarpıyordu Fırtınanın koptuğu 18–19. Ocak 1931 gecesi
barometre 732 ye kadar düşmüş bu anormal hal ve durgunluğun müthiş bir fırtına
başlangıcı olduğu esasen görülüyordu
18-19 Ocak 1931 gece yarısı rüzgâr (batı
karayel) den esmeğe başlamış ve ertesi sabah deniz kabarmağa ve (1) numaralı
resimde görüldüğü üzere Zonguldak feneri yamaçlarını tayfun halinde yalamağa
başlamış ve burun önlerinde sabahleyin demir tarayan (Baron Katilen ) isimli
bîr vapurun bir iki saat içinde bir parçası kalmamak suretiyle mahvı nabut
eylemiştir.Bu esnada dalgalar, yine (1) numaralı resimde görüldüğü üzere bu
burnu bir tünelle geçip diğer taraftan lavuar şistlerini döken demiryolu hattı
üzerinde bulduğu bir lokomotif ve beş vagondan ibaret katarı bozarak lokomotifi
kaldırıp toprağa saplamış ve vagonlarıda parça parça sağa sola dağıtmıştır ki
bunlardan üçü öğleden sonra dalgaların şiddetli tazyikile takriben 20 metre
tulündeki tünelden geçecek (yeni sürüklenerek) binanın içine (a) noktasına
kadar gelmiştir. Deniz kabardıkça rüzgâr da şiddetini arttırdığından bu
tahribat akşama doğru daha ziyade artmış ve öğleden evvel baş taraftan yarısı
kopan belediye iskelesinin geri kalan parçası da kamilen kopmuş ve liman içinde
bir panik başlamıştır. Liman mendireğinin himayesindeki; rıhtım duvarları ve
demiryolları hurdahaş olmuş ve bu esnada liman içerisinde ( Hendi) ve (Hacı
Zade) vapurları batmış bulunuyordu.
Öğleyin saat 13 de çekilen (2)
numaralı resim dalgaların Zonguldak fenerinin de tepesine aştığını gösteriyor.
Fenerin bulunduğu tepenin rakımı 40 metredir, dalgalar fener kulesinin de
tepesine kadar aştığına göre bu noktada en az 50 metreye kadar yükselmiş oluyor
ki bu güne kadar kaydedilmemiştir.
Bu tahribat devam ederken mendireğin
haricindeki muhafaza blokları da birer birer parçalanmış ve sürüklenmiş
olduğundan akşama doğru dalgalar ( 3 numaralı resimde görüldüğü üzere )
serbestçe dalgakıranın üstünden aşıp liman Dabilinde tahribata devam etmiş ve
liman vinçlerini parça parça etmiş ve demiryollarını sökmüş ve gece de liman
fenerinin kopup gittiği ertesi sabah görülmüştür. İkinci günü dalgaların
savleti yine arttığından limanın tamamıyla içinde bulunan sabit vinci de
temelini oynatarak denize yuvarlamıştır.
Bu fırtınada vasati olarak dalga irtifaı
6.00 metreyi bulmuştur. Karadeniz’de yapılacak bir liman tesisatında ve hattın
sahil kısımlarında bu fevkalade ahvalin de nazarı dikkate alınması mucibi faide
olacağı mülahazasıyla ve okuyucularımıza bir fikir verebilmek üzere şu noktaya
da kaydetmek isterim ;
Fırtınayı müteakıp Filyos’ta yapılan tetkikatta
Filyos istasyonu Zonguldak istikametinde ve Filyos balast ocağı önündeki
sahilde mevcut kumlar kamilen süpürülmüş ve kumun altından esaslı ana toprak
meydana çıkmış ve burada bir çok ölü kemikleri ve dalgaların sürükleyip
götürdüğü mezar kapak taşlarının karada kalan enkazı görülmüştür, yani fırtına
o kadar şiddetli olmuştur ki Romalılar devrinde en emin yer olarak mezarlık
ittihaz edilen bu noktaya bile tahrip ve mezarları yıkıp sürüklemiştir ( çünkü
bu sahilde kara mütezayit bir şekilde zamanla denize doğru uzanmaktadır)
Bu yüzden Ereğli kömür havzasında kömür
veren ve esasen iptidai olan vesait kamilen hurdahaş olmuştur. Zonguldak limanı
elan kapalı olup bu mevsimde ne zaman açılabileceği de malum değildir, bir çok
yerinden çatlayan mendireğin üzerinden alelade dalgalar ( bloklar
sürüklendiğinden ve blok vaz’ına mahsus (pontonlik) battığından sühuletle
limana girmektedir. İki tarak dubası onbeş gündür çalıştığı halde liman içinde
mahpus kalan ( ikbal) vapurunu yüzdürüp Ereğli şirketi bile taahhüdatını olukla
mavunalara doldurduğu kömürü liman haricinde küfelerle vapura yüklemeğe
çalışmaktadır. Bir de maden idaresi emrinde ve kozlu mevkiindeki demir oluk en
evvel tamir edilerek ahiren mavunalara kömür vermeğe başlamıştır. Bu aksak ve
gayri muayyen tahmilat kömüre ihtiyacı olan müesseseleri İstanbul’da hariçten
kömür celbine icbar etmiştir. Çünkü hiçbir vapur ertesi gün denizin sakin
olacağını kestiremediğinden ve deniz sakin olmazsa Zonguldak ve Kozlu’dan da
kömür alamayacağından gayri muayyen bir zaman ( deniz iyileşinceye kadar)
Zonguldak önlerinde sallanıp durmağı göze alamazlar, bilhassa posta vapurları
ihrakıyelerini bizzarur İstanbul’dan tedarike mecbur kalmaktadırlar. İdaremiz
ve seyrüseferin gibi ba mukavele Zonguldak kömürü celbeden müessesatta bittabi
üç bin tonluk bir vapurun Zonguldak ve Kozlu’dan doldurulması için havalar fena
giderse haftalarca ve bazen aylarca bu kömürü İstanbul’a celp edememek
zaruretinde kalmıştır.
Memlekette en zengin ve yüksek kıymette bir
kömür havzamız olduğu halde her hangi bir fırtına ile eli böğründe kalarak
ecnebi kömürlerine muhtaç olmak hele şu zamanda cidden çok acıdır.
Ayda en az 50.000 ton kömür veren Zonguldak
limanı 19.01.1931—12.02.1931 zarfında 25 günde ancak 10.235 ton kömür
verebilmiştir, bu müddetin yalnız 7 günü deniz bozuk olmuştur. Bu münasebetle
Ereğli limanı ile maden ocaklarını yekdiğerine bağlayacak olan Ankara – Ereğli
hattının sahil kısmının tercihen bir an evvel inşasına başlatılmasının pek
musıp olacağı şüphesizdir.
Bundan başka Filyos-Irmak hattının bağlanması
uzasa bile Filyos- Zonguldak = 23 ve Zonguldak- Ereğli = 47 kilometre ki ceman
70 kilometrelik sahil hattı yapıldığı takdirde ertesi gün ( havza hattı olarak)
mühim varidat vermeğe başlayacak ve diğer kısmı gibi dökülen sermayeyi
senelerce atıl bırakmayacağı gibi ayrıca memleketin kömür ihracatında ve
binnetice memleketin iktisadiyatında pek hayırlı amil olacaktır. Bu yüzden
havza harice en ucuz kömür satarak Türk pazarlarına ecnebi kömür ithalini (
ticari rekabetle) menedeceği gibi bir demiryolu ile emin bir limana sahip olan
havzadan bütün Karadeniz’e işleyen yerli ve ecnebi vapurları kamilen
ihrakiyelerini Ereğli’den almak zaruretinde kalarak iktisadiyatımız üzerinde
mühim inkişaflar temin edecektir.
Filyos’tan ileri 130 uncu kilometreye
kadar olan kısım kesif orman mıntıkasından geçtiğinden bu parçada madenlerin
kereste ihtiyacını temin suretiyle yine bilvesile daima işleyecektir ,
çünkü bugünkü aksak vaziyette bile havza senesi takbiren bir buçuk milyon
tuvönan yani bir milyon tan lave kömür ihraç ediyor, bir ton lave kömür için
vasati 0.057 m3direk sarfedildiğine göre bu günkü havzanın direk
ihtiyacı senede 57000 m3dır. Hattın ve limanın inşası takdirinde bu
miktar kolayca iki üç misline çıkabilecektir. Bu müspet hesap farzımahal olarak
Irmak hattının Filyos kısmının Çankırı kısmına bağlanması uzasa bile, bugün
hali inşada olan kısmı (Filyos’tan km 132 ye kadar) yine havzanın kereste hattı
olarak daima çalışacaktır ve doğrudan doğruya ormandan ocağa trenle
nakledildiğinden bugünkü fiyattan çok ucuz direk elde eden madenciler bittabi
kömürü de ucuzlatacaktır. Bu günkü direk sevkıyatının ne kadar ibtidai ve
binnetice ne kadar pahalı olduğunu ayrıca izaha lüzum görmüyorum.
Çünkü bugün Zonguldak’ta demiryoluna limanı
Ereğli şirketini diğer yerli sermaye ve madencilerde canlanacak ve havzada
meşru bir rekabet husule gelecektir. Çünkü bugün Zonguldak’ta demiryolu limanı
Ereğli şirketi elinde tutmaktadır. Binaenaleyh Zonguldak mıntıkasında kömür
ihraç edip limandan geçirmeye mecbur olan şirketten gayri bir madenci rakip
olan şirketten vagon isteyecek, yükleyip limana sevkettirecek. Limanda daima
şirketin kendi tahmilatı mevat olduğundan ( nizamen sıraya tabi ise de)
ekseriye diğer madencilerin vapurları küfe ile yüklenir, bittabi açıkta küfe
ile yüklendiği halde madencinin vereceği tahmil parası, limanda vinçle yüklenen
fiyatından bugünkü teamüle göre tonada 55 kuruş daha pahalıdır. (Mevcut nizamata göre, limandan vinçlerle
doğrudan doğruya vapur ambarına teslim şartile : 40+10= 50 k. verilirki
40 k. Liman ve vinç ve 10 k. Da ambarda istif ve tanzim ücretidir.- Limanda
küfe ile verilirse 40+65 =105 k. Verilirki liman ve vinç ve 65 k. (amele
derneğinde olduğu gibi yükleme ve istif ücretidir. Madenci liman haricinde ve
küfe ilede malini verse yine limandan mürur ettiğinden aynı parayı vermekle
mükelleftir)
Hatta mühim bir teşekkül olan tesisatıyla
Zonguldak mıntıkasında bir mevkii mühim alan iş bankası ocakları da bu
rekabetten kurtulmayarak satış işlerinde Ereğli şirketiyle muayyen bir nispet
dairesinde nirleşmeye mecbur kalmıştır. Yani bugün İşbankası kömürlerini kendi
eliyle dilediğine satamaz oda antant icabı şirket eliyle satılmaktadır. İşte
kısaca deştiğim bu yarada en evvel rekabetsizliğin doğurduğu bir acı
vaziyetlere şahit olarak ne kadar pahalı kömür almak mecburiyetinde kaldığı
netice olup yapılıp idaremizin eliyle işleyecek olan demiryolu ve liman
sayesinde derhal her maden sahibi malını serbestçe ve herkes için bir olan bir
tarife ile emin bir limana sevk ile satabileceğinden kömürün ucuzlamasında bu
da mühim bir amil olacaktır.
Birmünasebe kısaca arza çalıştığım bu
hakikatler önünde bilhassa Zonguldak gibi ayda en az 50.000 ton kömür veren bir
tesisatın da bu son fırtına yüzünden bugünkü atıl vaziyette bunun pek azim zararlar
verebilmesi ve bunun temadi etmesi A-F. Hattının havza kısmının ne şekilde
olursa olsun bir an evvel inşasına başlamak zaruretini daha açık bir
şekilde meydana koyduğundan memleketimizin iktisadiyatında mühim bir amil
olacak olan bu parçanın da kısa bir zamanda yapılması zaruret ve ihtiyacı
zahirdir.
Haber:Sadi Uyar
Yorumlar