ZONGULDAK (MEMLEKET GAZETESİ) MUHABİRİ M.EMİN BEYİN EREĞLİ ZİYARETİ VE İZLENİMLERİ
ZONGULDAK (MEMLEKET GAZETESİ) MUHABİRİ M.EMİN BEYİN
EREĞLİ ZİYARETİ VE İZLENİMLERİ
28 TEMMUZ 1931
Ereğli’yi
iki yıllık hasretten sonra tekrar görmek üzere Bartın vapuruna bindim. Güzel
bir tesadüf beni vapurda pek kıymetli aşinalarla karşılaştırdı. Ereğli–Filyos
hattının geçiş yerlerini tespit eden heyetten İhsan Ali Bey Ereğli’ye mektep
yerini keşfe giden heyet. Bu zevatla memleket mevzuları etrafında epeyce samimi
hasbıhallerde bulunduk. Çok istifade ettim. İhsan Ali Bey Ereğli’nin çok yakın
bir atide erişeceği yüksek saadetten bahsetti. Heyetten Güneş Bey Demiryolundan
Bartın’a da bir kol verilmesi mütalaasında bulundu. Bu konuşmaya dalarak
yolculuğumuzu duymuyorduk bile. Nihayet vapurumuz Ereğli limanına girdi. Ereğli
Elektrik nurlarından mahrum olmakla beraber ay ışığı altında çok sevimli cazip
bir manzara arz ediyordu. Bu defa vilayetimizi şereflendiren Muhterem Müşir
Fevzi Paşa Hazretlerinin Ereğli’yi “Karadeniz’in ve yakın istikbalde bütün
Türkiye’nin pırlantası” olarak tasvir buyurmuş olmaları ne kadar doğru!
Fakat
bu kadar zengin ve cidden eşsiz bir istikbale sahip olan Ereğli bugün acınacak
bir haldedir. O kadar bakımsızlık içindedir. İmrana çok ihtiyaç vardır.
Sokaklar dar ve karanlıktır. Bugün kasabada görülen geriliklerin sebeplerini bugünkü
belediyeye yüklemek bittabi doğru değildir. Eski ve yeni belediyeler
vazifelerini layıkıyla ifa etmiş olsa kasaba karanlıktan kurtulur, dar ve
biçimsiz sokaklar, harap evler düzeltilerek kasabaya iyi bir şekil ve manzara
verilmiş olurdu.
Ereğli’nin
bugünkü durgunluğu içinde; ümit nurları saçan bir hareket var: Gençlik… Burada
bütün hızıyla ileri atılmak isteyen imanlı bir gençlik fışkırmaya başlamıştır.
“Uyanış feyizleri içinde canla başla çalışan bu gençlik zümresi şüphesiz daima
muvaffakiyete namzettir. Ereğli’de bu gençlerin teşebbüsü ile açılmış bir
“memur mahfeli” vardır. Bu suretle memurların boş zamanlarını kahvelerde değil
“Mahfel” de istifade ile geçirmeleri temin edilmiştir.
Yalnız
“Mahfel”de göze çarpan bir cihet var: Oyun. Oyun yerine Edebi içtimai ve
iktisadi musahabeler yapılsa, faydalı kitaplar ve gazeteler okunsa; elbette
daha hoş olur.
Ereğli’de
sporculuk, kuvvetle inkişaf etme yolundadır. Burada iki spor takımı vardır:
İdmanyurdu ve Müttehit (Bu adı Türkçeleştirmelerini dilerim; mesela: Gençlerbirliği,
Elele Gençlik gibi) Gençlik. Bu takımlar üç günde bir “Beyçayırı” sahasında
birbirleri ile müsabakalar yapıyor. Bunların oyunları halkta pek büyük bir
alaka hasıl etmiştir. Müsabakaları yüzlerce kişi memnuniyetle ve zevkle
seyrediyor, bu suretle Ereğli’de sık sık neşeli bir hayat geçiyor. Bu takımlar,
ara sıra, yakın kazalara ve vilayet merkezlerine giderek çok defa maharetli
oyunlarla karşılarında bulunan takımları yenmişlerdir.
(GÜRDAL ÖZÇAKIR ARŞİVİ)
İdmanyurdu
futbol takımının kaptanı Şevki Bey Zonguldaklıların çok iyi tanıdığı bir gençtir.
Bu takım, geçenlerde şehrimize gelerek eski futbolculardan bazı gençlerin
teşkil ettiği bir takımla karşılaşıp onlara galebe etmiştir.
(GÜRDAL ÖZÇAKIR ARŞİVİ)
(GÜRDAL ÖZÇAKIR ARŞİVİ)
İdmanyurdu
üç ihtisas şubesine bölünmüştür. Musiki, Denizcilik, Avcılık. Musiki şubesinin
reisliğini ifa eden konservatuardan mezun Sadi Yaver Bey adlı değerli bir
gençtir. “Ereğli Mecmuasında” Halkiyat ve Anadolu türkülerimize dair istifadeli
yazılar çıkıyor. Musiki şubesinin yakında büyük bir konser için hazırlanmakta olduğunu
haber aldım.
Ereğli’de
eski Türk Ocağı bahçesinde bir yazlık tiyatro sahnesi vücuda getirilmiştir. Ara
sıra Ereğli’ye gelen tiyatro kumpanyaları burada oyunlar veriyor.
Ereğli’ye
gideceklere tavsiye ederim. Hastaneyi mutlaka görsünler. Bu güzel sağlık ve
şifa yurdu, şehrin en gönül alıcı bir mevkiindedir. Deniz üstünde yeşillere
bürünen bir köşk gibidir. Hususi idare tarafından idare edilmekte olan bu
müessese Ereğli’nin yüzünü güldüren bir varlıktır. Hastane hekimi Ali Yaver Bey
bütün bir şefkatle hastaları için titreyen kıymettar ve hürmete layık bir
zattır. Hastane onun yüksek himmeti ile intizam ve mükemmeliyet içinde, cazibeli
bir sima taşıyor.
HASTANE HEKİMİ ALİ YAVER BEY
Maksadım
methetmek değil kalbimde yer tutan hisleri ifade eyledim. Bende intiba bırakan
bir isim daha var. Sadeddin Bey bu zatın muhtaçlara yardım etmekte olduğunu ve
hayırlı cemiyetlere maddi ve manevi epeyce hizmetlerini sebketmiş bulunduğunu
işittim. Sadeddin Bey Macaristan’dan celbettiği kuluçka makineleri ile
memlekette yeni bir iş ve kazanç yolunun açılmasına da rehberlik etmiştir.
SADEDDİN BEYİN KURDUĞU ŞİRKETİN İLK MAHSULÜ TAVUKLAR
30.08.1931
(SADUN DURAN ARŞİVİ)
Ereğli’de
temizlik, asıldır. Zonguldak ta her gün değiştirdiğimiz yakalık, burada bir
hafta gider. Bununla çarşı ve sokakların her gün süpürülüp temizlendiğini kastetmiyorum,
bu ihmal her zaman için bakidir.
Ereğli
Zonguldak’ın meyve ve sebze bahçesidir. Bu zengin servetten layıkıyla istifade
edilememekte olmakla beraber ileride Ereğlileri ihya edecek kıymet alacağına
şüphe yoktur. Müftüoğlu İsmail Efendinin yılmaz teşebbüsü ile vücut bulan ve az
zamanda çok muvaffak olan konserve fabrikası bu atinin bir müjdecisidir.
İsmail
Efendinin yeni getirdiği makinelerle makine ve konservecilik mütehassısları, katlandığı
fedakârlıkların canlı bir ifadesidir.
ZONGULDAK (MEMLEKET GAZETESİ)
30 MART 1930
(GÜRDAL ÖZÇAKIR ARŞİVİ)
ZONGULDAK (MEMLEKET GAZETESİ)
30 MART 1930
(GÜRDAL ÖZÇAKIR ARŞİVİ)
ZONGULDAK (MEMLEKET GAZETESİ)
30 MART 1930
(GÜRDAL ÖZÇAKIR ARŞİVİ)
30 MART 1930
(GÜRDAL ÖZÇAKIR ARŞİVİ)
Ereğli’de
krep ve örme imalathaneleri ileri için epeyce ümitler verecek bir faaliyet
içindedir.
Ereğli
büyük ve tabii bir limanın kavsi üzerinde daima taze bir bahar revakıyla yüzü
gülen bahtiyar bir kasabadır.
Ereğli’nin
geceleri çok hoştur. Ay ışığının limanın şeffaf sinesine huzme huzme yayılışı
ve sandalların ahenk ve safa içinde süzülüp akışına vecidi bir zevktir.
Asıl
bizi teshir edecek Ereğli’nin istiklalidir. Limanı yapılıp Filyos hattına
bağlandıktan sonra kavuşacağı büyük istikbal!
M.EMİN
M.EMİN
Yorumlar