Sarıkamış Deniz Şehitleri
Bu hafta 93 yıl önce Ruslar tarafından batırılan
bugüne kadar arşivleri karanlık sayfalarında kalan bir hikayenini peşinden
gidiyoruz.Donmak üzere olan Osmanlı askerlerine lojistik destek
sağlamaya giderken Kdz Ereğlisi açıklarında batırılan 3 gemi ve 3000 bin
askerin anısına, ilk kez gemileri battığı yerde tören düzenlenecek..Törene
Sarıkamış Harekatı’nı kamuoyunun gündemine sokan,bu konuda önemli araştırmaları
bulunan,dedelerini “Sarıkamış Faciasında yitirmiş olan, Kalp Cerrahı Prof.Dr
Bingür Sönmez’de katılıyor.Bingür hocanın yanında önemli bir konuk var.Bu kişi
batırılan Bezm-i Alem gemisinin 4’üncü kaptanı Mehmet İhya Kaptan’ın oğlu,
emekli plastik cerrah Dr.Bedrettin Görgün.
İşte bu programda bu 3 geminin Türk tarihi
açısından önemini ve bu faciadan kurtulan 167 kişiden biri olan,7 yıl Sibirya
da esir tutulan İhya kaptanın öyküsünü anlatacağız.
Ruslara karşı Doğu Anadolu'da mücadele veren
Osmanlı askerler 21 aralık 1914 tarihinde Sarıkamışa doğru saldırıya
geçti.Ancak yoğun kış şartları, yeterli giyim, barınma, gıda gibi imkanlardan
mahrum kaldıkları için donarak şehit olmuşlardı.Bu durum tarihe “Sarıkamış
Faciası" olarak geçmişti. Bu facianın yaşanmasında, ihtirasına yenik
düştüğü belirtilen Enver Paşa sorumlu tutulmuştu.Aslında baskın şeklinde
gelişen,Rusları beklemedikler zamanda vurmayı hedefleyen başarılı bir
harekattı.Problem harekatın zamanlamasındaydı.Çünkü lojistik destek
gecikmişti.Askerlerin kışlık giysileri,yeterli gıda ve mühimmatı yoktu.Harekat
sırasında başlayan kar fırtınası 90 bin askerin tek bir kurşun atmadan donarak
ölümüne neden oldu.
LOJİSTİK DESTEK GELSEYDİ SAVAŞIN KADERİ
DEĞİŞEBİLİRDİ
Bugün öğreniyoruz ki aslında lojistik destek
,Sarıkamış Harekatından 45 gün önce gönderilmiş. 6 kasım 1914 tarihinde
İstanbul’dan, için de 3 bin asker,2 tayyare, askeri mühimmat,gıda ve kışlık
giysi bulunan Bezm-i alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa adlı 3 kuru yük gemisi
Enver Paşanın emri ile hareket etmiş.Ancak ne ilginçtir bu kadar önemli bir
kargo taşıyan gemiler refakatçi savaş gemisi verilmemiş..O sırada Türk ve alman
donanmasının bir kısmı Trabzon limanını diğer bir kısmı ise İstanbulu
koruyormuş.Savaşın kaderini değiştirebilecek kadar önemli kargo taşıyan bu 3
gemi Zonguldağı bombalayıp üslerine dönen Rus Donanmasına raslamış.Bu 3 yük
gemisi 3 bin asker ve Sarıkamışa götürülen malzemelerle birlikte çok kısa
sürede denize gömülmüş...
BATAN GEMİLER BULUNUYOR
Bu gemiler Prof.Dr Bingür Sönmezin ısrarlı
takibi sonucu ortaya çıkarıldı.Gemiler Avustralyalıların Çanakkalede batırılan
AE2 denizaltısını da bulan deniz araştırmalarıyla tanınan Selçuk Kolay
tarafında bulundu..Hiçbir ücret talep etmeden bu işe gönüllü olan Kolay 2
günlük bir çalışma sonunda gemilerin yerlerini tespit etmiş..
**Selçuk Kolay /Deniz Araştırmacısı
Bu 3 gemi ile ilk tanışmam 80 lerin
ortasında oldu. Bir alman deniz tarihi araştırmacısı Osmanlı dönemindeki
buharlı gemilerin bir envanter çıkarmak için benden yardım rica etti..Bu 3
geminin Haydarpaşa’dan Sarıkamış’a mühimmat götürmek üzere kasım ayında
eskortsuz yola çıkarıldığını, ertesi günü Kandilli önlerinde Ruslar tarafından
batırılıdığını okumuştum..Ama bulmaya yönelik çalışma yapmadım..
Bingür hoca ile tanıştım bu
gemilerle ilgilendiğini bulunduğu taktirde Sarıkamış açısından çok önemli bir
eksiğini kapanacağı söyledi..Benden yardım istedi.
Sarıkamış tarihinde önemli yere
sahip bu 3 gemi batmasaydı sarıkamış tarihi değişebilirdi.
Selçuk kolay yan taramalı sonarıyla 6 batık tespit
etmiş.Batıklardan 4’ü yakın çağlara aitmiş. O döneme ait 2 gemi enkazı
bulmuş.Sonar görüntüsü gemiler çok net gösteriyor.Selçuk Kolay bu 2 gemiden
birinin, yine Ruslar tarafından aynı gün aynı yerde batırılan Nikea adlı gemi
olduğunu düşünüyor. Buradan hareketle diğer geminin batan 3 gemiden biri
olabileceğini ancak dip örtüsü çamurlu olduğu için net bir şey söylemekten
kaçınıyor.Ancak Selçuk Kolay’ın gösterdiği sonar fotoğrafları ve görüntülerinden
gemiler çok net görünüyor.Başüstünde ki ırgatlar bile net seçiliyor.
Rus Donanması kömür ikmalini kesmek için Zonguldak Limanı’nı
bombalıyordu.3 Türk gemisi Ruslara yakalanmamak için karaya yakın
seyrediyorlardı.Nikea adlı gemi o gün Zonguldak’tan kömür yükleyip İstanbul’a
doğru hareket etmiş.Aynı saatlerde 3 türk gemisi Kdz Ereğlisini geçerek Kilimli
açıklarına gelmiş.
**Selçuk Kolay / Deniz Araştırmacısı
Bölgenin Rus tehditi olduğu altında
olduğunu biliyorlardı ,o yüzden açık gitmediklerini sanıyorum..Karadeniz
sahilden gitmeye müsait .Deniz navigasyon açısından iyi bir yer..Bunlar buharlı
gemi, duman çıkarırlar.Karaya yakın gitmeleri onları kamufule ediyordu.Zor
durum karşısında kendilerini kurtarma şansı verir.
HASAN
BASRİ BEYİN GÜNLÜĞÜ RUS DONANMASININ SALDIRI ANI
Selçuk Kolay % 100 emin olmadan konuşmak istemiyor.Ancak Dr.Bedrettin
Görgün’ün elindeki kaynaklar Selçuk Kolay’ın anlattıkları ile örtüşüyor.Bu el
yazması notlar Mithatpaşa gemisinin katibi Hasan Basri beye ait.Hasan Basri bey
Bedrettin beyin babası İhya kaptanla birlikte kurtulan,Ruslara esir düşüp
Sibirya ya gönderilen 167 kişiden biri.Bu notları Sibirya’dan kaçmayı
başaran.İhya kaptana vermiş.
Hasan Basri bey notlarında olay sabahı çok sisli bir hava
olduğunu,top sesleri duyduklarını ama kimler tarafından ateş edildiğini
göremedikleri söylüyor..İşte tarihin karanlık sayfalarında kalan “Sarıkamış
Deniz Faciası nın perde arkası..Bu anılar Türk ve Dünya medyasında ilk defa
yayınlanıyor..
İŞTE OLAY GÜNÜ YAŞANANLAR..
Hava
da oldukça sisi var,önümüzde giden önümüzde giden
Bahr-i
Ahmer,Bezm-i alem arasıra sisi içinde kayboluyor.
Böylece
bir saat geçti.Biz de Ereğli Zonguldak arasında bulunuyorduk.
Sahilde
5-6 parça teknenin dumanı göründü.Ama sisten fark edilmiyordu.
Bizim
gemiler olmalıydı.Tam bu sırda bir top sesi işittik,ne idi anlayamadık,
Sisi
mani idi.Nihayet bizim donanma rus donanması ile harp ediyor
Hükmünü
verdik.Ne gaflet.İlk top alaturka üç var idi gittikçe top sesleri tezayud
ediyor.
Bir
aralık sis dağıldı.Bahr-i Ahmer vapuru ters dönmüş lakin makine kaportaları
üstünde dehşetli alev ve yangın gözüküyor ve bezm-i Alem ise kamal-i şiddetle
bombardıman ediliyor.
Basri bey her an Türk donanmasını gelip onları kurtaracağını
sanmış.Durum ümitsizleşince karaya doğru yönelmişler.Ama rus donanması
kaçamamışlar.Gemiyi terk etmek için hazırlık yapmışlar.
İlk mermi üstümüzde patladı.Gelen
mermi sancak iskelesini parçalayarak birinci kamaradan içeri girdi.İkinci mermi
ise sancak tarafındaki mataforayı parçalayarak vinççi Hüseyin’i yaraladı.Onun
feryadı bütün ortalığa bir dehşet verdi,umum ne yapacağını şaşırdı.Süvarinin
emri üzerine büyük beyaz bir masa örtüsü mendireğe çekildi ise de Ruslar ateşe
devam ettiler,ne vahşet.Bir posta vapurunda top tüfek yok bununla berber teslim
işareti veriyor.
Basri bey o an yaşanan kargaşayı çarpıcı bir şekilde
anlatıyor.
Kamarot Madam Eleni gelmiş aman bey
beni bırakma diye benden meded talep ediyor.O aralık Vehbi Efendi’yi gördüm
belinde mantar yelek ile geldi kendisine Vehbi şu yeleği bağla dedim yüzüme
bile bakmadı gemini kıçına koşarak gitti.Kamorot Hikmet gelip benim yeleği
bağladı.Denize baktım.Ekseri gemiciler yüzmeye uğraşıyorlar.Elan mermşler devam
ediyor.Ben asla yüzmek bilmem denize atlayıp ne yapmak ümidindeydim.Ailemi
gözümün önüne getirdim,kendilerine kalben elveda ettim ne yapalım takdir-i Huda
böyle imiş,diterek cenab-ı hakka rabt-ı kalb ile tövbe istiğraf edip son
vazife-i diniyeyi icra ederk kendimi denize tevdi eyledim..
Ruslar bir müddet daha mermi yağdırdıktan sonra sağ
kalanları toplayıp trenle Sibirya’yanın en doğusuna,Rusya’da güneşin doğduğu
yer olarak bilinen Lauria şehrine götürmüşler.Yolculuk bir hafta sürmüş.Bir çok
Türk esir yolda hayatını kaybetmiş...Lauria şehri genelde sürgün edilmiş
Rusların,suçluların ve esirlerin toplandığı bir nevi açık cezaevi görevi gören
bir şehirmiş.İhya kaptan ve Basri bey 7 yıl Sibirya da yaşamışlar.Bir kısmı
burada hayatını kaybetmiş.İhya bey yorgan dikerek hayatını sürdürmüş.Kaçış için
para biriktirmiş.
TARİHİ FOTOĞRAFLAR
Bu fotoğraf esaretinin birinci yılında Lauriya’dan
gönderilmiş.Soldaki kişi ise Almanya’da gemi mühendisliği eğitimi görürken
askere alanına aynı şekilde Ruslara esir düşen Orhan Türksavul bey miş.Kart
Almanya üzerinden Türkiye’ye ulaşmış.
İşte o günleri anlatan bir başka ilginç fotoğraf..Türk
esirler yerel halkla beraber.Fotoğrafda Rus askerler de var.
Bu fotoğrafta bulunanların bir kısmı Türkiye’ye dönmeyi
başarmış.Bir kısmından ise hiç haber alınamamış.
TÜRKİYE YE DÖNÜŞ
İhya kaptan biriktirdiği paralarla yeni bir kimlik edinmiş
1920 yılında Bolşevik ihtilalinden yararlanarak,tatarların da yardımı ile
Lauria’dan kaçmış.Sibirya’nın doğusunda ki Vladivostok Limanı’na varıp bir
gemiye denizci olarak yazılmış.Japon Denizini,Hint Okyonusu’nu,Süveyş Kanalı’nı
geçerek İtalya’ya varmış.Ordan da Viyana’ya geçmiş.
İhya bey emekli olana kadar Deniz Yollarında
çalışmış.Denizden hiç kopmamış.Bedrettin bey her ne kadar tıbbı seçse de o da
deniz aşığı biri.9 metrelik yelkenlisi ile babasının bıraktığı yerden yola
devam ediyor.Şimdi tek arzusu bu olayı bir kitap haline getirerek “Sarıkamış
Deniz Şehitlerine “ olan minnet borcunu bir birey olarak ödemek
istiyor.Bizlerinde bir millet olarak bu borcu bir şekilde ödememiz gerekiyor.En
azından tarih kitaplarında bile yer alması bu vatan için canlarını veren bu
şehitleri onure edecektir.
GÜVEN İSLAMOĞLU 2007
Yorumlar