Kayıtlar

BİR ZAMANLAR EKONOMALAR VARDI...

Resim
BİR ZAMANLAR EKONOMALAR VARDI... Nadir AVŞAROĞLU Maden Mühendisi Ben 1990 yılında evlendim. Yaklaşık 22 yıl geçmiş. Eşim ve ben, o yıllarda çalışmakta olduğum Türkiye Demir-Çelik İşletmeleri’ne bağlı Divriği Madenlerinde ve daha sonra İskenderun Demir-Çelik Fabrikasında evliliğimizin ilk yıllarını yaşarken, birçok temel ihtiyacımızı EKONOMA adı verilen işletme marketlerinden sağlamıştık. O yıllar; kredi kartının olmadığı, süpermarket türü alış-veriş merkezlerinin yaygınlaşmadığı, market ve giyim mağazalarından taksitle alış-veriş yapılmadığı ve dostların birbirlerine dolar ya da mark’la borç verdiği yıllardı. Yeni evliyiz, cepte yok, cepkende yok.Her zaman imdadımıza ekonoma yetişirdi.Evimizin günlük iaşesini hem de çok ucuz maliyetlerle Ekonoma’dan sağlardık. Her türlü gıda maddesi maaşımdan 5 taksitle kesilirdi. Giyim, tuhafiye malzemelerine 8 taksit yapılır, beyaz eşyada ise 12 aya kadar taksitlendirme yapılırdı. Benim Etibank’da yaptığım stajlardan bir a

17'nci Tünel

Resim
  EROL ÇATMA'NIN KALEMİNDEN   17'nci Tünel     Avrupa’da kömür üretimi başladığı zaman en önemli sorun nakliyat olarak belirlenmiş, bu nedenle, “Denize uzak olan madenin hiçbir iktisadi önemi yoktur” demişler. Çünkü o zaman ki koşullarda nakliyat masrafı, üretim masrafını ikiye, hatta üçe katlıyormuş. Kömürün nakliyat maliyeti yüksek olduğu zaman, üretim maliyetine paralel olarak satış fiyatı da artar ticari değeri de kalmaz, kömür üreticisi diğer ülkelerle veya şirketlerle rekabet edemez, o nedenle de madenin çalıştırılması zarardan başka bir işe yaramaz. Avrupa’da bu konuda şanslı ülkelerin başında İngiltere, şansız ülkelerin başında ise, Fransa geliyor. Fransa kömür madenleri denize uzak olduğu için nakliyatı çok masraflı olduğu için, bütün kömür madenleri zararla işlemektedir. İngiltere nakliyat konusunda, okyanusun ortasında bir ada olduğu gibi, nehir yollarını da iyi kullandığından kömürü ekonomik olduğundan Kardif kömürleri Avrupa ve dünya piyasasına hâ

1 ARALIK 1965 KİREÇLİK MADEN OCAĞI GRİZU OLAYI

Resim
HABER:MURAT KARA 1 ARALIK 1965 KİREÇLİK MADEN OCAĞI GRİZU OLAYI Olay 1 Aralık 1965 Çarşamba günü gündüz vardiyasında Armutçuk Müessesesine bağlı Kireçlik Kömür Ocağında meydana gelmiştir. Olayda 9 maden işçisi vefat etmiş, 9’u da ağır yaralanmıştır. Vefat edenler: Şaban ERDOĞAN, Şerafettin AKBULUT, Mustafa BALCI, Selahattin AKER, Hasan ATALAY, Ali ÖZCAN, Bayram YİĞİT, Nazım CİVELEK ve Mehmet ARSLAN. Yaralananlar: Eyüp AKER, Hasan AKSOY, Ahmet EFE, Süleyman AKBULUT, Tahsin TURAN, Hasan CEBECİ, İsmail   ERASLAN, Esat GÜNGÖR ve Mustafa AKSOY. Yaralılardan Eyüp AKER, 47 yıl sonra olayın meydana gelişiyle ilgili şu önemli bilgileri vermiştir.             “Salı ben izinliydim. Ali benim yerime Kirenlik tarafına gitmiş. İsa kazmacı orda grizu var dikkat edin dedi. Benim ustam var ben gideceğim dedim. Ana yoldan giderken Tahsin lambayı söndürttü. Grizu yok dedi. Kuyu dibinde yaktım, gittim tekrar söndü. Bu sefer dışarı çıktım. Tekrar içeri girince mühendise rast geldi

3 genç şairin 'Kömür Kara' hikayesi

Resim
3 genç şairin 'Kömür Kara' hikayesi     Usta gazeteci Hikmet Bila’nın, henüz 20’li yaşlarında veremden vefat eden genç şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun yaşamından esinlenerek kaleme aldığı, 2. Dünya Savaşı yıllarında Zonguldak’ta geçen senaryosu 'Kömür Kara' kitaplaştı.   İSTANBUL - Geçtiğimiz yıl Ekim ayında hayatını kaybeden gazeteci-yazar Hikmet Bila’nın hayali vefatından sonra gerçekleşti. Bila’nın, 2007 yılında yazdığı “Kömür Kara” adını taşıyan senaryosu kitaplaştı. Zonguldak’ta doğup büyüyen Hikmet Bila, bu kentte İkinci Dünya Savaşı yıllarında henüz 20’li yaşlarında veremden vefat eden genç şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun yaşamından esinlenerek kaleme aldığı, üç genç şair ve mükellefiyet kararı nedeniyle okula gitmek isterken maden ocağında çalışmak zorunda olan bir genç kazmacı yamağının öyküsünü konu alan senaryosunu kitaplaştırmak istiyordu. Bila'nın bu hayali ölümünden sonra gerçekleşti. &

CLARE SHERIDAN’IN GÖZÜNDEN 1925 YILINDA ZONGULDAK

Resim
CLARE SHERIDAN’IN GÖZÜNDEN 1925 YILINDA ZONGULDAK                                                                                                                           Clare SHERIDAN 1925              1924-1925 döneminde Türkiye'de bulunan Clare SHERIDAN, daha önce Osmanlı Devleti topraklarında farklı amaçlarla bulunan oryantalist ve de ajan olarak görevler üstlenen Gertrude BELL ve Freya STARK gibi bu topraklarda cirit atmış çağına göre aykırı bir isimdir. Zamanını yalnız İstanbul Tarabya'daki yalısında geçirmekle yetinmeyerek, Bursa, Ankara ve tüm Karadeniz kıyısındaki limanları da gezmiş ve izlenimlerini A Turkish Kaleidoscope (Sade Türk Kahvesi), adlı kitabında yayınlamıştır. Onun gözünden Şirket-i Hayriye grevini (1925), grev yapan işçilerin tamamı işten çıkartılarak iki saniyede sona erdirilişini, İstanbul’dan geçen Rus göçmenlerin, Ermeni ve Rumların, fakirlikten harap durumdaki mübadele insanlarının tasvirlerini öğreniriz.   Bu kitap sadece gez

ZONGULDAK'TA GÖRDÜKLERİM (ESAT MAHMUT KARAKURT)

Resim
                                                      ESAT MAHMUT KARAKURT                                                                              1902-1977 BEYAZIT KÜTÜPHANESİNDE TAHİR AKIN KARAUĞUZ'UN ÇIKARDIĞI ZONGULDAK GAZETESİ'NİN KOLEKSİYONUNU TARARKEN BU GEZİ YAZISI DİKKATİMİ ÇEKTİ SİZİNLE PAYLAŞIYORUM....   ZONGULDAK’TA GÖRDÜKLERİM BU GARİP ŞEHİR MİLLİ TASARURUN CANLI BİR MİSALİDİR   Zonguldak…  Burası o kadar şirin, o kadar cazip ki. Boğaz'da, Adada ve yahut İstanbul'un başka bir yerinde böyle güzel bir toprak parçasına tesadüf etmedim ki onu misal göstererek size bu küçük şehrin güzelliği hakkında bir fikir verebileyim. Dağ yamaçlarında beyaz Fransız villaları, kayaların üstlerinde sıçraya sıçraya dağların eteklerine kadar gelen sular, yeşillikler, dereler, ormanlar... Zonguldak, küçük bir limanın eteğinde kurulmuş ve dağın tepesine doğru uzanmıştır. Şehir daimi bir faaliyet içindedir. Gemiler gelir,  trenler işler, fabrikalar çalışır, düdü