Kayıtlar

YIKILAN DUVARLAR 2500 YILLIK

Resim
Yıkılan duvarlar 2500 yıllık                             Alınan bilgiye göre, önceki gece aşırı yağışların etkisiyle bir bölümü alt kısmında bulunan otoparka çöken tarihi duvarlar, 2 bin 500 yıllık bir geçmişe dayanıyor. Tarihsel dönemlerde, yerleşim yerini saldırılardan korumak için her daim ayakta tutularak sur olarak inşa edilmiş duvarların, her medeniyet döneminde çeşitli onarım ve değişiklerden geçerek günümüze dek ulaştığı öğrenildi. Yalı Caddesini ayakta tutan tarihi duvarların, yüzyıllar boyu Ereğlide kara ile denizin birleştiği noktayı temsil ettiği de ilçe tarihinin eski fotoğraflarından rahatça görülebiliyor. 1961de ilçede Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) T.A.Şnin inşa çalışmalarının başlamasından sonra, Kandillide üretilen kömürün fabrikaya ulaştırılması için demiryolu kurulması amacıyla, 1962de tarihi duvarların dibinden itibaren dolgu çalışmaları yapıldı. Yapılan dolgu çalışmalarının ardından, aşama aşama günümüzdeki şehir içi yol ve sahil bandını

EREĞLİ MADEN MÜDÜRÜ HÜSEYİN FEHMİ İMER

Resim
EREĞLİ MADEN MÜDÜRÜ HÜSEYİN FEHMİ İMER 1871-1960                                                                                                              İSTİKLAL MADALYALI FOTOĞRAFI 1926                                                          Hüseyin Fehmi İMER 30 Mart 1871 tarihinde bugün Bulgaristan sınırları içinde olan Vidin'de doğdu. Dedesi Vidin’in bir kazası olan Rava şehrinin ayanı Mustafa Ağa’dır. Babası Osman Bey ise Vidin ve Silistre eyaletleri Zaptiye Alay Kumandanlığı Zaptiye Binbaşısıdır. Osman Bey daha sonra 1865 yılından itibaren Leskofça ve İvraniye kazalarında kaymakamlık yapmış 1873 yılında bir araba kazası sonucu yaralanarak memuriyetten ayrılmıştır. Osman Bey tedavisi için Vidin şehrine gitmiş burada halkın sevgisini kazanarak Meclis İdare Azası olmuştur.1884 yılında verem hastalığından büyük bir borç yükü ile vefat etmiştir. Hüseyin Fehmi İMER’in annesi Hüsniye Hanım bir Çerkes kabilesine mensup olup babasının üçüncü eşidir. Osman beyin

KEMAL ULUSER

Resim
                                                           Erol ÇATMA "Yaşantı" Sözcüğünü dilimize kazandıran vakitsiz ölmüş bir şair - yazar. Yukarıda kullandığım cümle, Ekim 1999 tarihli "Toplumsal Tarih" dergisinde Kemal Uluser ile ilgili makalenin başlığıdır. Yanda fotoğrafı olan Kemal Uluser’in kim olduğunu merak edip yazıyı okuyunca Zonguldak tarihine meraklı bir kişi olarak canım oldukça sıkıldı. Ne değerlerimiz varmış da haberimiz yokmuş. Oysa aynı dönemde yaşamış, Kemal Uluser gibi veremden ölen iki şairimiz her yıl anılmaktadır. Benim de tarih merakım olmasa tarihle ilgili dergiyi okumasam Kemal Uluser ile ilgili herhangi bir bilgi sahibi olacak değildim. Kemal Uluser’i Zonguldaklı okurlara tanıtmak için araştırmayı yapan Osman Nuri Aydın’ın hoşgörüsüne sığınarak bir özet çıkarttım. Sağ olasın Osman Nuri Aydın, teşekkürler. Kemal Uluser, 1914-1915 yıllarında Amasra’da dünyaya gelmişti. Babası Zonguldaklı Sepetcioğullarından Mustafa Efendi, ann

MADENCİ EDEBİYATINDA SİMGE İSİM AHMET NAİM ÇILADIR (1904-1967)

Resim
MADENCİ EDEBİYATINDA SİMGE İSİM AHMET NAİM ÇILADIR (1904-1967) Ahmet Naim ÇILADIR ismi ile tanışmam ilkokul sıralarındayken babamın kütüphanesinde yer alan KUDUZ DÜĞÜNÜ ve BİR YUDUM SOLUK adlı kitaplarını okumam sayesinde oldu. Oğlu Sina ÇILADIR babamın kadim dostudur. Hatta kardeşim Özgür doğduğunda babam daha hastane işlemleri ile uğraşırken kardeşime adını veren bunu Şirin Ereğli Gazetesindeki haberi ile tescilleyende Sina Ağabeydir. Babam ona çok değer verdiğinden Özgür ismini benimsemiştir. 2-3 yıldır amacım rahmetli Ahmet Naim ÇILADIR konulu bir makale yazmaktı. Kısmet bugüneymiş. Gazeteci, araştırmacı ve öykü yazarı olan Ahmet Naim ÇILADIR, ya da dostlarının deyimiyle “Kanca Ahmet” 1904 yılında İstanbul’da doğdu. Eyüpsultan Reşadiye İlkokulunu bitirdikten sonra, liseyi Konya Sultanisi’nde okudu. Çok genç yaşta yaşamını sürdürebilmek için çalışmaya başladı. Ağır beden işlerine karşın kendi kendini yetiştirerek ayakta kalmasını bildi. Bu süreçte kendi çab