Kayıtlar

ZONGULDAK MADEN İŞÇİLERİNİN HAYATI, 1870-1920

ZONGULDAK MADEN İŞÇİLERİNİN HAYATI, 1870-1920 Yazar Donald Quataert BAŞLANGIÇ NİTELİĞİNDE BAZI GÖZLEMLER Ortadoğu'nun en zengin (petrol hariç) doğal kaynaklarını oluşturan Ereğli-Zonguldak madenlerinde 1914 yılında 10.000'e yakın işçi çalışıyordu. Hem özel girişimciler hem de devlet tarafından işletilen bu madenlerde çalışan işçiler, Osmanlı imparatorluğunda belli bir yörede ve iş kolunda çalışan en kalabalık işçi grubunu oluşturuyordu. Zonguldak maden ocaklarının ve işçilerinin tarihi 19. yüzyılın ilk çeyreğine dek uzanır. Söz konusu dönemde Osmanlı donanmasında buhar gücü kullanımına geçilmiş ve Batı Karadeniz'deki zengin kömür yatakları devletle sözleşme yapan özel girişimciler tarafından işletilmeye başlanmıştı. 19. yüzyıl sonlarına doğru Fransız sermayesiyle kurulan bir şirket yörede faaliyete başlamış ve kömür madenlerinde çalışan işçi sayısında ve üretimde çarpıcı artışlar görülmüştü. Osmanlı dönemindeki Zonguldak kömür madenleri ve maden işçileri hakkında, Osman

EREĞLİ DOĞUMLU BİR YAZARIMIZ FİKRET ARIT

Fikret Arıt Bu Hayatı Yaşamak Lazım 1918 yılında Karadeniz Ereğlisinde doğan Fikret Arıt, romancılarımız arasında pek tanıdık bir isim değildir. İstanbul Amerikan Kolejini bitirdikten sonra (1935), 1950'ye kadar farklı işlerde çalışan Arıt, bu tarihten itibaren basın hayatına girer. Yeni İstanbul gazetesi, Anadolu Ajansı ve Hayat dergisinde çalışmalarını sürdürürken, popüler yanı ağır basan romanlar, Türk ve dünya havacılığı üzerine deneme-inceleme kitapları ve çocuklar için öyküler yazdığını da izleriz. -Çocukluğumda Doğan Kardeş dergisinde tefrika olarak- severek okuduğum "Transfer Ahmet" romanı onun imzasını taşır. Zaten, Fikret Arıt çocuk edebiyatı alanında daha başarılıdır; 1970 TRT çocuk oyunu başarı ödülünü ve 1984 Sıtkı Dost çocuk edebiyatı ikincilik ödüllerini kazanmıştır yazdıklarıyla. Salkım Hanım'dan yıllar önce"Bu Hayatı Yaşamak Lazım", 1955 yılında, Çağlayan yayınlarının ucuz fiyatlı kitapları arasında yayınlanmış. Kısa bir roman olması nedeniy

FİKRET ARIT

FİKRET ARIT Zonguldak - 1918 İstanbul - 1987 Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde 3 ekim 1918 yılında doğan Fikret Arıt, Robert Kolej’in orta kısmını bitirdi. Banka memurluğu, kömür ticareti, film işlerinde çevirmenlik gibi çeşitli işler yaptıktan sonra basın alanına geçti. Bir süre gazetecilik yapan Arıt, daha sonra serbest yazar olarak çalıştı. Kalp yetmezliğinden İstanbul’da öldü.İlk öyküsü Robert Kolej’in "İzlerimiz" adlı dergisinde çıkan Arıt, 1961 yılında yayımlanan "Hep Bu Topraklar için" adlı romanından sonra daha çok çocuk kitapları yazdı, çeviriler yaptı ve havacılık üzerine incelemeler kaleme aldı. "Güzel Yuana" adlı romanı, 1948’de "Damga" adıyla filme alındı. Doğan Kitap tarafından yayımlanan eserleri: İffet, Maziden Gelen Sesler / Kasım 2002 Diğer eserleri: 1984 / Özgürlüğe Doğru (Çocuk kitabı) 1983 / Hayvanlar Çetesi (Çocuk kitabı) 1981 / Bir Güneş Doğuyor (Çocuk kitabı) 1981 / Uçan Kleopatra (Çocuk kitabı) 1980 / Tutsak Doğanlar (Çocuk

ARGONAUTLAR SEFERİ VE KARADENİZ EREĞLİSİ

Resim
ARGONAUTLAR SEFERİ VE KARADENİZ EREĞLİSİ Prof. Dr. Tayfun AKKAYA Karadeniz Ereğlisi, Zonguldak’a bağlı bir liman kasabası olup, eski kayıtlarda Herakleia Pontike olarak geçer. Ereğli’nin antik adının menşei Yunan mitolojisi’nin efsanevî kahramanı Herakles’e dayanmaktadır. Grekçe Herakles (Latincesi: Hercules) adı, zamanla halk arasında “Ereğli” biçimine dönüşmüştür. Herakles, bilhassa Dor boylarının kahramanlık görüş ve anlayışlarını benliğinde toplayıp, bir ulusal kahraman niteliğini kazanmış ve aynı zamanda da insanın doğa karşısındaki mücadele ve metanet gücünün bir simgesi olarak kabul görmüştür. ( 1 ) Herakleia Pontike’nın ilk kuruluş tarihi, hemen hemen tüm kaynaklarda M.Ö. 550 olarak gösterilmektedir. Bu tarih, Megaralı ve Boitialı Dor göçmenlerin bölgeye gelişine rastlamaktadır. Ancak ilgi çekici bir husus bu kentin ilk kuruluşu ve adlandırılışının efsanevî bir şekilde M.Ö. 1200’lere çıkarılışıdır. Tabi bu durumda kasabanın ilk kuruluşu hakkındaki tarihi gerçek kayıtları efsan

KDZ. EREĞLİ EVLENDİRİCİLER CEMİYETİ

KARADENİZ EREĞLİSİ EVLENDİRİCİLER CEMİYETİ İkinci meşrutiyetin ilanıyla birlikte, İttahat ve Terakki Cemiyeti’nin kadın konumunu sorun olarak da görmesinin de katkısıyla, daha önceleri dergiler çevresinde odaklanan kadın hareketi örgütlenmeye başlamıştır. Bu örgütler 1908 de daha çok kadın hakları çerçevesinde iken 1912’den sonra hayır cemiyetleri çerçevesine kaymıştır. Ancak bu ayrımın da çok netleştiği söylenemez. Kadın örgütlerinde girişim ve kuruculuk daha çok erkeklerden ve yukarıdan aşağıya gelmiştir. 1908’de kurulan Osmanalı Kadınları Terakkiperver Cemiyeti İttahat ve Terakki Kadınlar Şubesi Teali-i Nisvan Cemiyeti, Osmanlı Kadınları Sefkat Cemiyeti Hayriyesi gibi örgütlenmeler 1910’lardan sonra yerlerini Asker Ailelerine Yardımcı Hanımlar Cemiyeti, Hilali Ahmar Kadınlar Cemiyeti, Cemiyeti Hayriye, Esirgeme Derneği, Kadınları Çalıştırma Cemiyeti İslamiyesi’ne bırakmıştır. Bu örgütlenmelerin İstanbul ve Selanik’te yoğunlaştğı görülmektedir. 16 Ocak 1910’da Kdz.Ereğli’sinde kurula

EREĞLİ NÜFUS MEMURLARINA TAKDİR

EREĞLİ VE DEVREK NÜFUS MEMURLARININ NÜFUS SİCİL KAYITLARINI DÜZENLİ OLARAK TUTMALARINDAN DOLAYI TAKDİR EDİLİP BARTIN VE ZONGULDAK NÜFUS MEMURLARININ UYARILDIĞI Canik Sancağı Ereğli ve Devrek kazâlarının nüfus muamelât ve kayıtlarını düzenli bir şekilde tutan memurların çalışmalarından dolayı takdir edildiği, esas sicil işlemlerini gereği gibi yürütmeyen Bartın nüfus memurlarıyla dikkatsizlikleri sebebiyle ihmalleri görülen Zonguldak nüfus memurlarının uyarıldıkları. 28 Ocak 1913 Bâb-ı Âlî Dâhiliye Nezâreti Muhâberât-ı Umûmiyye Dâ’iresi Üçüncü Şu‘be Umûm: 615/ 73664 Dâhil-i livâda icrâ edilen devr ü teftîş esnâsındaki müşâhedâtı hâvî Bolu Mutasarrıflığı'ndan gönderilen lâyihanın nüfûs me’mûrlarına â’id fıkrası sûretinin icrâ-yı îcâbı zımnında leffen tisyâr kılındığını müş‘ir işbu müzekkire Sicill-i Nüfûs Müdîriyet-i Behiyyesine i‘tâ olundu. Fî 19 Safer sene [1]331 ve Mühür Fî 15 Kânûn-ı Sânî sene [1]328 Bâb-ı Âlî Dâhiliye Nezâreti Muhâberât-ı Umûmiyye Dâ’iresi Üçüncü Şu‘be Bolu Muta

EREĞLİ KÖMÜR ŞİRKETİ

Resim
EREĞLİ KÖMÜR ŞİRKETİ Zonguldak, balolar ve danslı müzikli eğlence günleri ile (Anadolu şehirleri arasında) tanışan ilk şehir olma özelliğini taşır. Bunun nedeni tabi ki kömür… Fransız sermayeli Ereğli Şirketi Osmaniyesi (SOH) liman yapımı için geldiği Zonguldak’ta kömür işletmeciliğini de ele geçirir. Yayla’dan Fenere kadar olan mahalle 1896’dan sonra Fransızlarca kurulur. Eski Zonguldak’ta bu kesimin adı Fransız mahallesidir. 1900’lü yıllarda Fransızların yanı sıra, bir kısmı Kozlu ve Kandilli’de olmak üzere, Zonguldak’ta madencilikle uğraşan çok sayıda İtalyan yaşamaktadır. Türk kökenli maden sahipleri ile üst düzey çalışanlar genellikle Soğuksu semtinde, küçük memurlar ve çarşıda dükkan açmış küçük esnaflar ise Üzülmez çevresinde yerleşik durumdadırlar. Osmanlı döneminden itibaren yabancılar ve gayrimüslimler kendi kültür ve gelenekleri ile yaşamlarını sürdürür. Bu durum Zonguldak insanını yabancı bir kültürün yaşam biçimi ile yüz yüze getirir. Zonguldaklı, danslı toplantı ve balo

KDZ.EREĞLİ İLE İLGİLİ KİŞİ, LAKAP,YER ADLARI VE DEYİMLER

KDZ.EREĞLİ İLE İLGİLİ KİŞİ, LAKAP,YER ADLARI VE DEYİMLER Ereğlide yaşayan ve yaşı 40-50 yaş civarı olanların aşina oldukları ve duyduklarında tebessüm edecekleri kişi,yer adları ve deyimler bizim bulabildiklerimiz bunlar:) MUŞU MEHMET FUTBOLCU CEVDET ILISUCUK DELİ EROL DELİ HAYDAR DELİ ERDOĞAN DELİ TURGUT BABA RASİM CAM GÖZ FOTO ARİŞ KAMBUR HALİT BAŞ ÇAVUŞ ZANGIR ZOBAR DELİ EFE DAYI TAHTA İSMAİL KARABİT TEFİK ACENTA CEVAT ENTE MEHMET DEPBOY GARİPLER MEZARLIĞI FINDIKLI DEDE MERSİN DEDE ÇEŞTEPE HAMİDİYE DELİ GALİP GURBA CEMAL HAMAL PİRE HAMAL VALİ DELİ KADİR LAZ SEYİT ÇERÇİOĞLU SEMERCİ OSMAN İBRAHİM AZAK MUŞU MEHMET ŞİŞKO TEMEL ŞIÇAN VASFİ GOBEZ FİKRET İÇYAĞI AHMET TÖMBEKE HÜSEYİN HIZIR AHMET SÜTÇÜ ALİ ŞEKER AHMET KOCAKAFA ÖZDEMİR SÜMÜKLÜ HASAN ARAP İBRAHİM BAKLA ÇOMAKLAR ŞEKERCİ FİKRİ SADIK HOCA KAZ FAİK FARE HÜSEYİN HALİTCİM GAZETECİ RIFKI DALGACI MEHMET KÖFTE SEDAT YANBACAK NİYAZİ ÇENGEL YAKUP EC

UZUN MEHMET HAYAL Mİ ? GERÇEK Mİ ? SİZ KARAR VERİN

Uzun Mehmet Efsanesi 31 temmuz 2005 MUSTAFA ARMAĞAN Uzun Mehmet, Osmanlı yönetiminin kömür ihtiyacının ve toplumun bu ihtiyaç doğrultusunda bilinçlendirilmesi çabasının bir uzantısıdır ve efsaneyi yaymaktan maksat, insanları kendi çevrelerinde muhtemel kömür yataklarını bulmaya ve hükümeti haberdar etmeye yönlendirmekten ibarettir. Hatırlar mısınız, okul kitaplarımızda bir “Uzun Mehmet” parçası yer alırdı. Buna göre, Zonguldak’ın bir köyünde Mehmet adlı boylu poslu bir delikanlı yaşarmış. Zamanla askere gidip denizci olmuş. Tam tezkeresini alıp köyüne dönecekken gemi komutanı erleri toplamış ve bir çuvalın içinden çıkardığı siyah taş parçalarını uzatmış kendilerine. Erlere, yaşadıkları yörede, sonradan kömür olduğunu öğrenecekleri bu taşlardan buldukları takdirde kendisine haber vermelerini tembihlemiş. Tabii bu işin bir de “parasal karşılığı” olacağını da küpe gibi asmış kulaklarına. Mehmet günün birinde değirmende sırasını beklerken çevrede

YILMAZ ATADENİZ

Resim
Yılmaz Atadeniz ve KdZ.Ereğli arasında bir bağ varki haylı ilginç çünkü o Ereğlinin simge isimlerinden Nimet Hocanın torunu aşağıda bir söyleşi var hayli ilginç okumanızı tavsiye ederim.. YILMAZ ATADENİZ İLE SÖYLEŞİ Dünyaca ünlü , Video Watchdog sinema-video dergisi Türk sinemasının Süpermen'i diye tanımlıyor Yılmaz Atadeniz'i... Günümüzde kült olan fantastik filmi "Kilink", hayatı ve filmleri üzerine tam 7 sayfa Atadeniz'e ayrılmış. Türk sinemasına yönetmen, yapımcı ve senarist olarak 150'ye yakın film kazandıran Atadeniz, Türk sinema eleştirmenlerine ve basına biraz kırgın. Dünya basınında gördüğü ilgiyi Türkiye'de göremediğini düşünüyor. Üstelik bu yabancı basında ilk yer alışı da değil. 2002 yılında bir Amerikan dergisi Atadeniz'e 18 sayfa yer vermiş "Maalesef fantastik film yapan, avantürel film yapan yönetmenler, eleştirmenler tarafından 2. sınıf sayıldık ve bizi pek umursamadılar. Halbuki 2002 yılında Amerika'dan bir mecmua geldi ropö