Kayıtlar

SAFİNAZ CİCANEMİN MENEKŞELERİ

Resim
Bu hikayeyi yıllarca önce " Tavuk Suyuna Çorba Türkiye'den Yüreğinizi Isıtacak Seçme Öyküler" adlı kitapta yazarının ismine dikkat etmeden okumuştum.Konuşma dili ne kadar da Kdz.Ereğliye yakın diye düşünüp yazarın ismine bakınca tahminimde yanılmadığımı anladım.Kdz.Ereğli'li hemşehrimiz HALUK HANÇER'e aitmiş daha önce yine blogumuzda "MENDİL"adlı dokunaklı bir mübadele öyküsünü paylaştığımız HANÇER'in bu çalışmasınıda beğeneceğinizi tahmin ediyorum... HALUK HANÇER SAFİNAZ   CİCANEMİN   MENEKŞELERİ Her şey Safinaz Cicanemin bana seslenmesiyle başladı. Daha doğrusu bana duyuramadığı seslenmesiyle. Ben tam o sırada, onun bir mabet gibi koruduğu bahçesinin önünde, yağmur sularının önüne toprak yığmakla meşguldüm. Küçük bir göl yapacak ve içinde gemilerimi yüzdürecektim. O an benim dünyam orasıydı. Böylece ilk çağrıyı da duymamıştım. “Piç kurusu! Gemici mi olucan?” Birden irkildim. Sesin geldiği tarafa baktım ve bahçe duvarının arkasında s

18 HAZİRAN’DA EREĞLİ KURTULMUŞTU; PEKİ YA KÖMÜR HAVZAMIZ?

Resim
              18 HAZİRAN’DA EREĞLİ KURTULMUŞTU; PEKİ YA KÖMÜR HAVZAMIZ?   MURAT KARA   Bilindiği üzere dünyamız 20.yy başında büyük bir savaşa tanık olmuş ve bu savaşta Osmanlı Devleti’nin de içinde bulunduğu “ İttifak Devletleri ” ağır bir yenilgi almış, savaşın galipleri olan “ İtilaf Devletleri ” ise büyük bir sömürü düzeni başlatmışlardı. Bundan dolayı savaşın bitiminde imzalanan “ Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1919) ” ile kendi aralarında ekonomik menfaatlerine göre Osmanlı Devleti’ni paylaşmışlardı. Bu paylaşıma göre yöremizi yani Zonguldak ve çevresini Fransızlar işgal etmişti. Böylece altı asırlık koca çınar Osmanlı Devleti sona ermiş, elimizde Anadolumuzun küçük bir parçası vatan olarak kalmıştı. Ancak her zaman için hürriyetine düşkün olan Aziz Milletimizin “ Ya İstiklal, Ya Ölüm ” parolasıyla Mustafa Kemal Paşa liderliğinde başlattığı “ Milli Mücadele ” amacına ulaşmış ve bağımsızlık meşalesini sönmemek üzere yeniden alevle

YÜKSEK MADEN MÜHENDİSİ VE SANAYİCİ SITKI DAVUT KOÇMAN

Resim
                                         YÜKSEK MADEN MÜHENDİSİ VE SANAYİCİ                                                          SITKI DAVUT KOÇMAN                                                                      (1912-2005)                                          Yüksek Maadin ve Sanayi Mühendis Mektebi ( Zonguldak Yüksek Maden Mühendisi Mektebi) Türkiye Cumhuriyeti'nin madencilik alanında maden mühendisi yetiştiren ilk yüksekokulu olma özelliğini taşır. (1) Türkiye’deki “Türk Maden Teknik Elemanı” miktarının yetersizliği dikkate alınarak, madenciliğin ihtiyaç duyduğu mühendisleri yetiştirmek üzere Ticaret Vekâleti’nin kararı ile kurulan okul 20 Ekim 1924 Pazartesi günü yapılan açılış töreninin ardından öğretime başlamıştır. Okul ilk mezunlarını 1927 - 1928 ders yılı sonunda vermiştir. Bundan sonra üç dönem daha me¬zun veren okul 1930 -1931 ders yılından sonra İktisat Vekâleti’nin aldığı ani bir karar ile kapatılmış, ilk üç sınıftaki öğrenciler İstanbul'dak

GAZETEREĞLİ'NİN PORTRE EREĞLİ BÖLÜMÜNE VERDİĞİM RÖPORTAJ

Portre Ereğli Gürdal ÖZÇAKIR Eğitimci -Tarih Araştırmacısı 1) Özgeçmiş 18.02.1970 tarihinde Kdz. Ereğli’de dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi sırasıyla Alemdar İlkokulu, Atatürk Orta Okulu ve Kdz. Ereğli Lisesinde tamamladıktan sonra 1987 yılında Marmara Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü kazanarak eğitimimi İstanbul'da sürdürdüm. 1991 yılında mezun oldum.1991 yılından itibaren Trabzon Çaykara Dursun Pakoğlu İlköğretim Okulu, Bartın Lisesi, Armutçuk İlköğretim okullarında çalıştım.1997 yılında eşim Mukadder Hanım ile evlendim.1998 yılından itibaren Kdz. Ereğli Anadolu lisesinde Tarih öğretmeni olarak görev yapmaktayım. Hilal Didar, Nihan Didar ve Zülal Didar adında üç kız evladı babasıyım. Özellikle Zonguldak-Ereğli havzası ile ilgili yaptığım çalışmalarım ve makalelerim 2007 yılından itibaren Memleket Dergisi, Değişim Dergisi, Uyanış Dergisi, Son Nokta Dergisi, Zonkişot Dergisi, Pozitif Dergisi, Yerli Gaste, GazetEreğli Gazetesi, www.haberz

YARIM KALAN DEMİRYOLU HİKÂYELERİ

Resim
YARIM KALAN DEMİRYOLU HİKÂYELERİ 122 yıldır bitmeyen bir hikâye; KÖMÜRYOLU HATTI Ülkemizde 156 yıl önce İzmir-Aydın hattıyla başlayan demiryolu serüveni İzmir-Kasaba-Afyon, Anadolu-Bağdat, Hicaz, Bursa-Mudanya ve Rumeli hatlarıyla devam etti. Cumhuriyet Döneminde Ankara-Yahşihan’la başladı. Kuzeyde Zonguldak ve Samsun limanlarına ulaştı. Doğuda Sivas üzerinden Kars’a, Malatya, Diyarbakır ve Van’a, Batıda Kütahya’dan Balıkesir’e kadar uzandı. Demiryolu hatlarımız geçen bir buçuk asırda bir baştan diğer başa örümcek ağı gibi ülkemizi kuşatmış gibi görünse bile menzile varamayan mızrak gibi asıl hedeflenen yerlere bir türlü ulaşamadığından kendisi de hikâyeleri de hep yarım kaldı. Hicaz Hattı Mekke’ye, Anadolu-Bağdat Hattı Basra’ya, İzmir-Aydın Hattı Antalya’ya, Bursa-Mudanya Hattı Bozüyük’e bağlanmadı. Basra ve Medine şimdilik şöyle dursun; menzildeki köylerine, şehirlerine beklediği halde bir türlü gelmeyen Anadolu insanının demiryolu rüyası, onların makûs talihine dö

PROF. DR. ÖZCAN EREĞLİ’NİN TARİHİ VE KÜLTÜRÜNÜ ANLATTI

Resim
PROF. DR. ÖZCAN EREĞLİ’NİN TARİHİ VE KÜLTÜRÜNÜ ANLATTI Özcan, Ereğli Tarih, Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği’nce Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen Ereğli Kültürü ve Tarihi konulu konferansta, bölgede unutulmaya yüz tutan dil özellikleri ve gelenekler üzerinden ilçenin geçmişini değerlendirdi. Genel tarih kitapları ve müfredatlara baktığımızda Ereğli hakkında bazı bilgilerin görüldüğünü ancak bu bilgilerin tatmin edici olmaktan uzak olduğunu belirten Özcan şöyle dedi: “Alaplı’nın 4 bin 500 nüfuslu, Ereğli’nin birkaç ev bulunan bir şehir olan bir şehir olduğunu ama her şeyden önce Ereğli’nin her zaman İstanbul’la bağlantılarını devam ettirdiğini biliyoruz. Doğu ile değil batıya yöneldiğini biliyorum. Hatta en son yazılarımdan birinde, ‘Doğu Trakya’dan Güneybatı Karadeniz’e Acıklı Yolculuk” başlığı vardı. Bu yazı umduğumdan daha fazla yankı uyandırdı. Pek çok telefon geldi bu yazı ile ilgili olarak. Buradan da Ereğli’nin batılı olmayı hedeflediğini, d