Kayıtlar

3 genç şairin 'Kömür Kara' hikayesi

Resim
3 genç şairin 'Kömür Kara' hikayesi     Usta gazeteci Hikmet Bila’nın, henüz 20’li yaşlarında veremden vefat eden genç şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun yaşamından esinlenerek kaleme aldığı, 2. Dünya Savaşı yıllarında Zonguldak’ta geçen senaryosu 'Kömür Kara' kitaplaştı.   İSTANBUL - Geçtiğimiz yıl Ekim ayında hayatını kaybeden gazeteci-yazar Hikmet Bila’nın hayali vefatından sonra gerçekleşti. Bila’nın, 2007 yılında yazdığı “Kömür Kara” adını taşıyan senaryosu kitaplaştı. Zonguldak’ta doğup büyüyen Hikmet Bila, bu kentte İkinci Dünya Savaşı yıllarında henüz 20’li yaşlarında veremden vefat eden genç şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun yaşamından esinlenerek kaleme aldığı, üç genç şair ve mükellefiyet kararı nedeniyle okula gitmek isterken maden ocağında çalışmak zorunda olan bir genç kazmacı yamağının öyküsünü konu alan senaryosunu kitaplaştırmak istiyordu. Bila'nın bu hayali ölümünden sonra gerçekleşti. &

CLARE SHERIDAN’IN GÖZÜNDEN 1925 YILINDA ZONGULDAK

Resim
CLARE SHERIDAN’IN GÖZÜNDEN 1925 YILINDA ZONGULDAK                                                                                                                           Clare SHERIDAN 1925              1924-1925 döneminde Türkiye'de bulunan Clare SHERIDAN, daha önce Osmanlı Devleti topraklarında farklı amaçlarla bulunan oryantalist ve de ajan olarak görevler üstlenen Gertrude BELL ve Freya STARK gibi bu topraklarda cirit atmış çağına göre aykırı bir isimdir. Zamanını yalnız İstanbul Tarabya'daki yalısında geçirmekle yetinmeyerek, Bursa, Ankara ve tüm Karadeniz kıyısındaki limanları da gezmiş ve izlenimlerini A Turkish Kaleidoscope (Sade Türk Kahvesi), adlı kitabında yayınlamıştır. Onun gözünden Şirket-i Hayriye grevini (1925), grev yapan işçilerin tamamı işten çıkartılarak iki saniyede sona erdirilişini, İstanbul’dan geçen Rus göçmenlerin, Ermeni ve Rumların, fakirlikten harap durumdaki mübadele insanlarının tasvirlerini öğreniriz.   Bu kitap sadece gez

ZONGULDAK'TA GÖRDÜKLERİM (ESAT MAHMUT KARAKURT)

Resim
                                                      ESAT MAHMUT KARAKURT                                                                              1902-1977 BEYAZIT KÜTÜPHANESİNDE TAHİR AKIN KARAUĞUZ'UN ÇIKARDIĞI ZONGULDAK GAZETESİ'NİN KOLEKSİYONUNU TARARKEN BU GEZİ YAZISI DİKKATİMİ ÇEKTİ SİZİNLE PAYLAŞIYORUM....   ZONGULDAK’TA GÖRDÜKLERİM BU GARİP ŞEHİR MİLLİ TASARURUN CANLI BİR MİSALİDİR   Zonguldak…  Burası o kadar şirin, o kadar cazip ki. Boğaz'da, Adada ve yahut İstanbul'un başka bir yerinde böyle güzel bir toprak parçasına tesadüf etmedim ki onu misal göstererek size bu küçük şehrin güzelliği hakkında bir fikir verebileyim. Dağ yamaçlarında beyaz Fransız villaları, kayaların üstlerinde sıçraya sıçraya dağların eteklerine kadar gelen sular, yeşillikler, dereler, ormanlar... Zonguldak, küçük bir limanın eteğinde kurulmuş ve dağın tepesine doğru uzanmıştır. Şehir daimi bir faaliyet içindedir. Gemiler gelir,  trenler işler, fabrikalar çalışır, düdü

TUNALI HİLMİ BEY KISA BİR ÖMÜRDE BÜYÜK BİR DAVA ADAMI

Resim
TUNALI HİLMİ BEY (1871-1928) KISA BİR ÖMÜRDE BÜYÜK BİR DAVA ADAMI              Tunalı Hilmi; bu isim Ankara’yı bilenler için sadece bir cadde isminden ibarettir. Hatta yolu düşenler için Kdz. Ereğli’de bugün Yenimahalle’nin olduğu bölge de Tunalı Hilmi Sokak yazılı mavi bir levha gözünüze çarpabilir. Şimdi gelin hayatı mücadelelerle geçmiş, görüşleriyle döneminin çok çok ilerisinde olan bu dava ve fikir adamını beraber tanıyalım. 1871'de Bulgaristan’ın Eskicuma ( Tırgovişte ) kentinde doğan Tunalı Hilmi Bey 1877 Rus savaşı nedeniyle ailesiyle birlikte İstanbul'a göç etti. (1) Fatih Askeri Rüşdiyesi'ni bitirdi. Kuleli Askeri İdadisi öğrencisiyken “Teşvik” adlı gizli bir haftalık dergi çıkardığı için tutuklandı. Daha sonra girdiği Askeri Tıbbiye Mektebinde "Gizli Mektepliler" adlı bir örgüt kurdu. Ekim 1895'te, son sınıf öğrencisiyken Avrupa'ya kaçarak Cenevre'ye yerleşti. Avrupa'da ilk yıllarını Jön Türk hareketinin kuruluş çalışmalarıy

Türküsüz Kent’in Aynasından Geçenler

Resim
                 Türküsüz Kent’in Aynasından Geçenler                                                      Hamit KALYONCU   “ Sen öldün, ölüm güzel demektir’ demiş / Şair-i âzam. / Güzel değildi ölümler.” 28 Mayıs 2006 günü sonsuzluğa göçen, 29 Mayıs günü de Ankara’da toprağa verilen İ.Behçet Kalaycı, Türküsüz Kent’teki bu dizesiyle açıklar ölüm konusundaki düşüncesini: “Güzel değildi ölümler.” Şair-i Âzam Abdülhak Hamit, çok sevdiği eşi Fâtıma Hanım’ın ölümü nedeniyle “Sen öldün, ölüm güzel demektir” diyerek kendini teselli etmeye çalışır ama,   “Çık Fâtıma lâhttan kıyâm et” diye de ölüme karşı isyanını dile getirir ‘Makber’ adlı ünlü şiirinde. Cahit Sıtkı ise “Kapımı çalıp durma ölüm / Ben ölecek adam değilim” diye  azraile meydan okur bir tavra girse de “Otuzbeş Yaş” adlı şiirinde “Neylersin ölüm herkesin başında / Kimbilir ne zaman nerede kaç yaşında…” diyerek ölüm gerçeğini kabullenir  sonunda. En iyisi biz Behçet Hoca ve sevgili ölülerimiz için  “o diyârın”,